Ortaçağ Nedir? Ortaçağ Döneminde Zaman Çizelgesi
Ortaçağ, 5. yüzyıl ve 13. yüzyılları arasını kapsayan dönemdir. Bu dönemde Rönesans ve Reform gibi önemli hareketler ortaya çıkmıştır.
Ortaçağ, Batı Roma İmparatorluğunu çöküşünden sonra yaklaşık 100 yıllık döneme tekabül eder. Batı Roma İmparatoru denmesindeki neden Doğu Roma İmparatorluğu Orta Çağın büyük bir kısmında varlığını sürdürüyor. Yaklaşık 460 yılında orta çıkıyor ve 14. 15 yüzyıllara gelinceye dek devam ediyor.
Genel hatlarıyla Ortaçağ denildiğinde herkesin aklına gelen ortak imgeler vardır. Karanlık çağ olarak da bilinen bu dönemde herkesin aklına “ Katolik Kilisesi’ne bağlı engizisyon mahkemeleri, hastalıklar ve cehaletin kol gezdiği” bir manzara gelir. Peki, Orta çağ hangi zamana tekabül ediyor? ya da orta çağ nedir? Öncelikle bu soruların üzerinde duralım.
Ortaçağ’ı daha iyi anlayabilmek adına zaman çizelgesine bakmak gerekir. Ortaçağ dönemi, dünya genelinde bakıldığında 500 – 1500 yılları kapsasa da, zaman çizelgesi, özellikle o dönemde Avrupa’da meydana gelen olaylara dayanmaktadır.
Konu İçeriği
Ortaçağ Döneminde Zaman Çizelgesi
476 | Roma İmparatorluğu yıkıldı. Roma, Avrupa’nın çoğunu yönetmişti. Yerel krallar ve yöneticiler iktidarı ele geçirmeye çalıştıkça, toprak sahiplerinin kafasının karışmasına neden oldu. Bu da, Karanlık Çağın veya Orta Çağın başlamasına yol açtı. |
481 | Clovis, Frankların Kralı oldu. Clovis, Roma’nın “Galya Eyaleti’nin” parçası olan Frenk kabilelerinin çoğunu birleştirdi. |
570 | Arap dünyasında İslamiyet’in son peygamberi Muhammed doğdu. |
732 | Turlar Savaş’ında Franklar, İslam’ı Avrupa’dan geri çeviren Müslümanları yener. |
800 | Frankların Kralı Charlemagne, Kutsal Roma İmparatoru olarak taçlandırılır. Şarlman, Batı Avrupa’nın çoğunu birleştirdi ve hem Fransız hem de Alman Monarşilerinin babası olarak kabul edildi |
835 | İskandinav topraklarından (Danimarka, Norveç ve İsveç) gelen “Vikingler” kuzey Avrupa’yı istila etmeye başladı ve 1042 yılında kadar devam etti. |
896 | İngiltere Kralı Büyük Alfred, Viking işgalcilerini geri çevirir. |
1066 | Fransız Dükü William of Normandy, “Hastings Muharebesi’nde” İngiltere’yi fethetti. İngiltere Kralı oldu ve ülkenin gidişatını tamamen değiştirerek yön verdi. |
1096 | Birinci Haçlı Seferi’nin Başlangıcı. Haçlı seferleri, Kutsal Roma İmparatorluğu ile Müslümanlar arasında Kutsal Topraklar üzerinde yapılan savaşlar. |
1189 | Richard, İngiltere Kralı oldu. |
1206 | Moğol İmparatorluğu’nun kuruluşu “Cengiz han” döneminin başlaması. |
1215 | İngiltere Kralı John, “Magna Carta” anlaşmasıyla halka bazı haklar verdi. Bu haklar, kralın halktan üstün olmadığıyla alakalalıdır. |
1271 | Marco Polo, Asya’yı keşfetmek için yaptığı ünlü yolculuğa çıkar. |
1337 | Fransız tahtının kontrolü için İngiltere ile Fransa arasında Yüz Yıl Savaşı başladı. |
1347 | Avrupa’da “Kara Ölüm“ortaya çıkar. Bu korkunç hastalık, Avrupa’daki insanların yaklaşık yarısını öldürmesine neden olur. |
1431 | Fransız kahraman Joan of Arc İngiltere tarafından 19 yaşında idam edildi. |
1444 | Alman mucit Johannes Gutenberg matbaayı icat etti. Bu, Rönesans döneminin başlamasını sağladı. |
1453 | Osmanlı İmparatorluğu Konstantinopolis şehrini ele geçirdi. Bu, Bizans olarak da bilinen Doğu Roma İmparatorluğu’nun sonunu işaret ediyor. |
1482 | Leonardo da Vinci “Son Akşam Yemeği” adlı eserini boyar. |
Orta Çağ’ın başlaması, Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasıyla başlar. 14. yüzyıldan başlayarak, Avrupalı düşünürler, yazarlar ve sanatçılar geriye dönüp eski Yunan ve Roma’nın sanatını ve kültürüne yönelmeye başladılar. Buna göre, Batı Roma’nın yıkılmasından sonraki dönemi, hiçbir bilimsel başarının olmadığı, büyük sanatın üretilmediği, büyük liderlerin doğmadığı, şehirlerden kırsal kesime yoğun bir göç yaşandığı “Orta” ve hatta “Karanlık” bir çağ olarak tarihe geçti. Karanlık Çağ olarak da bilinen bu istikrarsızlık döneminin dünyaya hiçbir katkısı olmadığı düşünülüyordu. Fakat şu da bir gerçektir ki Ortaçağ dönemi yaşanmasaydı; “Gotik bir tasarıma, kiliselerde vitray pencerelere, ışıklı el yazmalarına ve şövalyelik duygusuna” sahip olmayacaktık.
Orta Çağ dönemi üç döneme ayrılır ve bu üç dönem Erken Ortaçağ, Yüksek Ortaçağ, Geç Ortaçağ dönemleridir. Erken Dönem, Modern Zaman’ın başlangıcıdır ve Sanayi Devrimi’ne öncülük etmiştir. 1453’teki İstanbul’un Fethi, sonrasında gelişen olaylar ve Avrupa’ya olan etkileri nedeniyle, Avrupa’da Orta Çağ’ın yıkılmasındaki en önemli olaylardan biri olarak görülmektedir.
Ortaçağ’da Kilisenin Hakimiyeti
Ortaçağ Avrupa’sında, kilise ve devlet yakından birbirleriyle bağlantılıydı. Kilisenin gücü, kral, kraliçe, prens veya meclis üyesinin görevinden yüksek statüdeydi. O dönemde Avrupa devletleri kilisenin otoritesini güçlendirdi. Kilise, Avrupa’nın en büyük toprak sahibiydi ve insanlar her yıl gelirlerinin onda birini Kilise’ye ödüyorlardı.
Kilise mensupları, eğitim ve öğrenimi neredeyse bitirdi. Piskoposlar ve başrahipler, krallara ve imparatorlara danışmanlık yapmaya başladılar. Kilise, Batı Avrupa’daki her kasaba ve köye ulaşan cemaat sayesinde olağanüstü güçlü bir propaganda hazırladı. Avrupa’nın neredeyse tamamı Orta Çağda Hristiyan olmuştur.
1- Erken Orta Çağ Dönemi
Erken Ortaçağ Çağ dönemi “ Karanlık Çağ” olarak da adlandırılır. Peki, o dönemde nasıl bir Avrupa vardı? Ortaçağı ‘karanlık’ çağ yapan şey neydi?
Erken Ortaçağ döneminde bütün kitaplar yakılmıştı. Takip edilen bir tek kitap vardı o da İncil’di. Okumak ve sorgulamak yasaktı. O dönemde kilisenin yoğun baskıları vardı ve öyle ki “karıştırmak, harmanlamak, kaynaştırmak, birleştirmek çoğu zaman şeytanca olduğu düşünülen işlerdi. Mesleki görevleri adına bu işleri uygulamaya yönelenler (boyacılar, demirciler, simyacılar, eczacılar) maddeye hile karıştırıyorlar gibi göründükleri için kaygı ve şüphe uyandırırlardı.” Sorgulayanlar ve araştıran kişiler halkta korku uyandırırdı.
Erken Ortaçağ’da Kilisenin Yaptırımları
- Cennetten arsa almak, günahları parayla sildirmek gibi kilisenin çıkarttığı mistik kurallar hâkimdi.
- Bu dönemde adalet sistemi Katolik kilisesinin kurduğu “Enginizisyon Mahkemeleri”nde sağlanırdı. Kurallar bellidir ve Kilise tarafından değiştirilerek İncil’de yazılanlara aykırı bütün düşünceler cezalandırılırdı. Galileo’nun dünyaya yuvarlak dedikten sonra cezalandırılması, o dönemin adalet sistemini en iyi anlatan örnektir.
- Erken orta çağ döneminde insanların giyim kuşamına kilise karar verirdi. Kilisenin yasakladığı ve zorunlu kıldığı mevcut kurallar sistemi vardı ve onun dışına çıkılamazdı. Böylelikle kimin ne statüye sahip olduğu giydikleri kıyafetlerden anlaşılırdı.
Bu dönemin bitişi hakkında genel görüş “Roma’nın yıkılmasıyla” ile başlayıp 11. Yüzyılın sonlarına doğru bittiği yönündedir. Bu süreçte, Hristiyanlık, Avrupa’nın büyük bir kısmına yayıldı ve Papalık güçlü bir siyasi imge haline geldi. Bu nedenle Ortaçağ büyük siyasal, ekonomik, kültürel, toplumsal ve sanatsal değişimlerin yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçti.
2- Orta Çağın Zirve Dönemi
Ortaçağ’ı simgeleyen en iyi dönem Yüksek Orta Çağıdır. Yaklaşık 11. Yüzyıldan başlayarak 1300 yılına kadar devam etti. Bu dönemde Britanya ve Sicilya’daki Norman fetihleri, Haçlı Seferleri ve Magna Carta’nın imzalanması gibi önemli olaylar yaşanmıştır. Avrupa’nın hemen hemen her köşesi Hristiyanlaştı (İspanya’nın büyük bir kesimi hariç) ve Kilise uzun süreli siyasi gücün simgesi haline geldi.
Maddi kültür ve politik yapı açısından bakıldığında Yüksek Orta Çağ Ortaçağ’ın en zirvede görüldüğü dönemdir. Bugün “feodalizm“ dediğimiz şey, Yüksek Orta Çağ döneminde özellikle Britanya’da ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde sağlam bir şekilde kurulmuştu. Lüks eşyaların ve temel ürünlerin ticareti gelişti; kasabalara iş yerleri açıldı ve iyi beslenen bir nüfus büyümeye başladı. XIII. yüzyılın sonunda, Avrupa ekonomik ve kültürel bir zirvedeydi.
Haçlı Seferleri (1096-1270)
Yüksek Ortaçağda Hristiyan Avrupa devletlerinin, İslam devletine karşı gerçekleştirdiği askeri saldırılara verilen isimdir. Avrupa’dan İslam ülkesine gelen askerler, elbiselerine ve silahlarına haç işareti takıyorlardı. Haçlı Seferler denmesi bu sebepten kaynaklıdır. Haçlı seferleri Orta çağın ve Dünya’nın en önemli olayıdır. Haçlı seferleri çok önemli sonuçlar meydana getirmiştir.
Haçlı Seferi Nasıl Başladı?
Haçlı seferleri, Bizans İmparatoru Aleksi’nin Selçuklulara karşı Kilise papasından yardım istemesi ile başladı. İslam dünyasına karşı sekiz büyük sefer yapıldı. İlk dört seferin önemli sonuçları oldu. Daha sonraki seferlere katılım gittikçe azaldı. Haçlılar önemli bir başarı elde edemediler.
Haçlı seferlerinin başladığı sırada İslam dünyasının en büyük devleti Büyük Selçuklu Devletidir. Haçlı seferleri başladığı sırada Büyük Selçuklular Melik Şah’ın ölümünden sonra başlayan taht kavgalarını yaşıyordu. Türkiye Selçukluları da henüz tüm Anadolu’ya hâkim olamamış ve yeterince güçlenememişti. Bu durum haçlıların işine yaradı ve ilk seferinde İslam devletine karşı büyük bir başarı elde ettiler.
Haçlı Seferleri’nin Sonuçları Nelerdir?
Haçlı Seferleri, İslam devletleri adına olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Anadolu, Suriye, Filistin ve Mısır yüzlerce yıl savaş yeri haline geldi. İslam devletlerinin bu savaşları kaybetmesiyle büyük oranda mal ve can kaybına uğramıştır. Bu doğrultuda yükselmekte olan İslam devleti gerilemeye başlayarak zayıflamıştır. Türklerin tüm Anadolu’yu fethi gecikmesine neden oldu.
3- Geç Dönem Orta Çağ Dönemi
Geç Dönem Ortaçağ, erken modern dünyaya bir dönüşüm olarak nitelendirilebilir. 1300’de başlamıştır. Bu dönemde bir çok felaketler meydana geldi. Bu felaketler arasında “Yüz Yıl Savaşları, Kara Ölüm , Avignon Papalığı , İtalyan Rönesansı ve Köylü İsyanı sayılabilir. 15. yüzyıl testere Joan of Arc yakılarak, Türklere Konstantinopolis’in düşüşü, Moors İspanya’dan sürülen Yahudilerin sınır dışı edilmesi, güller Savaşları ve Yeni Dünya’ya Kolomb’un yolculuğu”dur.
Kıtlık ve hastalık her zaman göz ardı ediliyordu, Geç Ortaçağ Dönemi her ikisinin de korkunç sonuçlar doğurdu. Kıtlık ve aşırı nüfus artışı ardından gelen Kara Ölüm” (hıyarcıklı veba) bilinen gizemli bir hastalık, Avrupa’da yaklaşık 20 milyon insanı, nüfusunun yüzde 30’unu öldürdü. Hastalığın bir kişiden diğerine bulaşmasını önlemenin imkânsız olduğu şehirlerde özellikle ölümcül oldu. Kilise, genel olarak halk tarafından çok saygı duyulan bir otoriteydi. Ancak bu dönemde rahiplerden bazıları veba sırasında ölmekte olanlara yardım etmediğinden statüsünde düşüş yaşadı ve Kilise, otoritesini yitirdi. Roma İmparatorluğu’nun son düşüşü 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile egemenliği altına girmesidir. Bu olay Avrupa’nın ekonomisi, kültürü ve dininde büyük etkiye sahiptir.
Kilisenin, Avrupa’da hâkimiyetinin azalmasıyla Rönesans hareketlerinin başlamasına neden oldu.
Rönesans Nedir, Nasıl Ortaya Çıktı?
“Rönesans” kelime anlamı olarak “ yeniden doğuş “ demektir. Avrupa, Orta Çağ sonrasında yenilenmeye girmiş siyasi, kültürel, politik, bilim, sanat, mimari ve eğitim alanlarında yükselişe geçti.14. yüzyıl ile 17. yüzyılı kapsayan bu yenilenme süreci de Rönesans Dönemi olarak adlandırılmıştır.
Rönesans Nasıl Ortaya Çıktı?
Rönesans, 13.yüzyılın sonlarına doğru Floransa’da başlayan bir harekettir. Pek çok tarihçi Rönesans’a yol açan fikirlerin başlangıcının kaynağı olarak Floransa’yı saptadılar. Daha sonra 15 ve 16. Yüzyıllara gelindiğinde görünür bir biçimde İtalya’da ortaya çıktı. Rönesans; sanat, bilim ve felsefe gibi birçok alanda gerçek anlamda etkisini gösterdi. Bu dönemde Matbaanın bulunmasıyla bilgi daha hızlı yayılmış ve paylaşılmıştır. Kültürel anlamda refaha kavuşan Avrupalılar, Rönesans ile bilim ve teknolojide ilerleme kaydetmiştir.
Rönesans Dönemi Ne Kadar Sürdü?
Rönesans döneminin bitişi Floransa’nın düşüşüyle doğru orantılıdır. İlk olarak 1924 yılında Floransa’nın Fransa ve İtalya tarafından işgal edilmesiyle, şehir devletleri arasında savaş başladı. Rönesans’ın doğuşu birçok kişi veya kişiler tarafından tepki uyandırdı. Bu nedenle siyasi ve entelektüel hareketlerin ortaya çıkmasına neden oldu. 1550’lerde, Rönesans’ın gelişmesine yardımcı olan birçok sanat eseri ve edebiyat yasaklandı, daha sonra 1550’ler ortalarına gelindiğinde, İtalya’da Rönesans tamamen sona erdi.
Rönesans Dönemi’nin Önemi
Rönesans döneminin ortaya çıkışıyla sanat, edebiyat, felsefe gibi bilgi ve kültür bakımından değişimler ortaya çıktı. İlk olarak klasik felsefenin ve edebiyatın yaygınlaşmasıyla beraber yeni icatlar ortaya çıktı, bu da halkın fikirlerinin değişmesini sağlayarak yeni bir bakış açısı ortaya çıkmasına neden oldu. Rönesans dönemi o kadar önemlidir ki, hala etkili olan ve bugüne kadar devam eden yeni icatlar, fikirler ve keşiflerle dünyanın düşünce şeklini değiştirdi. ‘Rönesans İnsanı’ terimi, bu dönemi şekillendirmesi bazında oldukça etkili bir ifadedir. O dönemde yeni icatlar, mühendislik, mimari yapı ve bazı buluşların bulunması günümüzde hala yaygın olarak kullanılıyor.
Rönesans Dönemine Genel Bakış
Orta Çağ yüzyıllar boyunca kilise baskısı altında kalan bir çağ olmuştur. Kilisenin etkisini yoğun bir şekilde üzerinden hisseden Avrupa, sanatı görmezden geldi. Kilise Ortaçağ Dönemi boyunca tinselliği yücelterek aklı göz ardı etti.
Daha sonra 14′ üncü yüzyılın ilk yarısında yaşayan dönemin en önemli bilginleri arasında olan İtalyan şair Francesco Petrarca yazılarıyla Hristiyanlığı eleştirdi. Bu eleştiri halk tarafından büyük yankı uyandırdı ve fikirler Tanrı’dan insana kaymaya başladı. Bu fikir algısının değişmesiyle birlikte o zaman ki Avrupa da yepyeni bir kavram olan “Hümanizm”in ortaya çıkmasına neden oldu.
Rönesans’ta Hümanizm
Avrupa da Rönesans fikirlerini simgeleyen bir düşünce tarzı haline geldi. Hümanizm Rönesans’ın doğuş yeridir. Batı toplumunun içinde yaşadıkları dünyaya karşı tepkilerine ortaya koymak için yeni bir görüş ortaya koydular. Avrupa da Rönesans’ın ortaya çıkmasıyla beraber Hümanizmin zeminleri oluşturulmaya başlandı.
Hümanizm Latince bir kelimedir ve “homo” (insan) veya “humanu”dan (insan) anlamına gelir. 18. Yüzyıl’da ortaya çıksa da günümüzde yaygın olarak kullanılmaya başlanması 1850 yıllarında görülmeye başlanmıştır.
Hümanizm ’in genel anlamı ; “insanlık aşkı, insaniyete muhabbet, insancılık/insancıllık; insanı renk, ırk, din ve mevkiini dikkate almadan sevmek, onun hayrını düşünmek”tir.
Özel anlamı; “ Rönesans çağında Eski Yunan ve Latin edebiyatına dönüp ona değer vermen, tanıtan araştıran öğreti”dir.
Felsefede hümanizm anlamı ise; “ insani değerlerin savunulmasını esas alan dünya görüşü”; genel olarak, “akıllı insan varlığını tek ve en yüksek değer kaynağı olarak gören, bireyin yaratıcı ve ahlaki gelişiminin, rasyonel ve anlamlı bir biçimde, doğaüstü alana hiç başvurmadan, doğal yoldan geliştirilebileceğini belirten ve bu çerçeve içinde insanın doğallığını, özgürlüğünü ve etkinliğini ön plana çıkan felsefi” akımı olarak bilinir.
Rönesans Dönemi Sanatçıları
Rönesans dönemiyle sanatın ruhu en keskin forma ulaştı. Sanat, kendi başına değerli olan ve insanın evrendeki konumuna ilişkin kavrayışlar sunabilen bir dal olarak gözüktü. Bu dönemle birlikte sanat, doğayı keşfetmenin bir aracı olarak görülmeye başlandı. Rönesans dönemindeki önemli sanatçılar;
- Masaccio ,
- Kardeşler Pietro
- Ambrogio Lorenzetti
- Angelico,
- Raphael ve Titian
- Giovanni Pisano
- Donatello
- Andrea Del Verrocchio
- Lorenzo Ghiberti
- Michelangelo
- Leonardo da Vinci
- Raffaello Sanzio
- William Shakespeare
- Michel de Montaigne
Yukarıda saydığımız sanatçılar Rönesans döneminin önemli sanatçılarıdır. Bu sanatçılardan William Shakespeare ve Michel de Montaigne daha çok edebiyat alanında eserler vermiştir.
Rönesans dönemi Avrupa’da yaygın bir şekilde yaşamaya devam ederken bir yandan Almanya’da Reform hareketleri başladı.
Reform Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Reform kelime anlamı “yenilik” veyahut “ıslahat” anlamlarına gelir. Geç dönem Ortaçağ’da yaşanan Katolik kilisesinin uygulamalarına yönelik rahatsızlıklar duyulmasıyla Almanya’da başlatılan ve daha sonra tüm Avrupa da yayılan dini alanda yapılan değişikliklere verilen isimdir.
16. yüzyıla baktığımız zaman Avrupa’da Kilise, gücünü oldukça fazla arttırmıştı. Bu dönemde Avrupa’da Hıristiyanlık; Katolik ve Ortodoks olmak üzere iki mezhebe bölünmüştür. Hristiyanlıkta Katolik mezhebinin merkezi Roma’da bulunan Vatikan’dır ve dini liderlerine “Papa” adı verilmiştir. Ortodoks mezhebinin merkezi ise İstanbul’daki” Fener Rum Patrikhanesi’dir”, dini liderlerine ise “Patrik” adı verilmiştir. Bu dönemde din, kilise tarafından tamamen insanları sömüren ve dini inançları kullanan bir kurum haline getirilmiştir. Rönesans’ın etkisiyle, halk arasında özgür düşünceler harekete geçmiş ve Hümanizm (insan sevgisi) ön plana çıkmıştır.
Özgür düşünce fikrini savunan insanlar arasında kilisenin yaptığı haksızlığa artık tahammülü kalmayan öyle biri vardı ki tüm dünyanın seyrini değiştirmiştir. Bu kişi Martin Luther’dir. 1957 yılında Roma’ya yaptığı yolculukta kilisenin insanları sömürdüğünü, din adamlarının halk üzerinde güç ve statü için dini kullandıkları anladı. Kilise, Martin Luther için tamamen hayal kırıklığı oldu ve Almanya’ya döndüğünde 95 maddelik bir metin hazırlamıştır. (Metne ulaşmak için tıklayın.) Bu metni kilise duvarına asmıştır. Metinde kısaca şunlar anlatılıyordu;
- Tanrı ve kul arasına kimse giremez.
- Günahları sadece Tanrı affedebilir.
- Papalığın af yetkisi bulunmamaktadır.
- Endüljans belgesi satan din adamları sahtekâr ve suçludur.
Bu metinden sonra Martin Luther, Papa X. Leon tarafından dinden çıkartılmıştır diğer anlamıyla aforoz edilmiştir. Sonrasında Avrupa’ya hızlı bir şekilde yayılmaya başlayan bu metin, halkta büyük yankı uyandırmıştır. Ve Martin Luther’i destekleyen insanlar “Protestan” adında yeni bir mezhep kurmuşlardır. Kurucusu da Martin Luther olarak kabul edilmiştir.
Kiliseye yönelik olumsuz etkilerin sebepleri cennetten para karşılığı yer almaları, Endüljans belgesi ile günah bağışlama, suçsuz insanların sırf para için öldürülmesi, din adamları keyif sürerken halkın sefalet içinde yaşaması ve daha birçok neden bu başkaldırışı gerektirmiştir. Bu başkaldırı sonrasında, Protestan ve Katolikler arasında imzalanan Ogsburg Antlaşması, Protestanlığın kabulünü ve doğuşunu simgelemiştir.
Reformun Sonuçları
- Katolik Kilisesi’ne olan güven tamamen bitmiştir.
- Reform hareketleriyle birlikte yeni mezheplerin ortaya çıktı ve Avrupa’da mezhep birliği bozulmuştur.
- Kilise’nin yönetiminde olan eğitimin yerine laik bir eğitim sisetemine geçilmiştir.
- Reform hareketinin başlamasıyla Papa’nın ve Kilise’nin devlet yönetimi üzerindeki etkisi tamamen sona ermiştir.
Ortaçağ ile ilgili merak ettiklerinizi aşağıdaki videoda bulabilirsiniz.
Ortaçağ Dönemi Hakkında Sık Sorulan Sorular
Maatbayı Kim Buldu?
Matbaayı ilk keşfeden ve icat eden mucit Johan Gutenberg dir
Tinsellik Nedir?
Canlılığı gösteren hallerin maddî güçlerden değil ruhi ve manevi güçlerden doğduğunu kabul eden görüş, ruhçuluk, ruhiye, spiritüalizm denir.
Hümanizm Kısaca Nedir?
Hümanizm diğer anlamı insancılık olarak tabir edilir. İnsanı üstün kılan ve hayatın temeli anlamında insanı öne çıkaran bir yapı veya olgu bütünüdür.
Orta Çağ'da Adalet Nasıldır?
Tüm Orta çağ dönemi boyunca kilise baskısı altında olan Avrupa, adalet sistemi de yine kilisenin kararları doğrultusunda işletiliyordu.
Rönesans Dönemini İlk Olarak Nerede Yayılmaya Başladı
Rönesans, ilk önce Güney Avrupa’da etkisini hissettirip, daha sonra Kuzey Avrupa ya yayılmış, İtalya dan sonra, Fransa, İspanya ve Kutsal Roma Prensliklerine ulaşmıştır.
Sanatçıların Rönesans Hareketleriyle İlgili Ortak Amacı Nedir?
Sanatçılarının Rönesans hareketlerine karşı ortak amacı; skolastik düşünceyi yıkmak, aydınlanmanın önünü açmak, insanlığı sekülerizm ve hümanizm ile tanıştırmaktı.
Reform İlk Olarak Hangi Ülkede Ortaya Çıkmıştır?
hareketleri ilk olarak Almanya da ortaya çıkmıştır ve ardından tüm Avrupa ya yayılmıştır.
Gayet kısa,özgün ve anlaşılır başarılı tebrikler.
teşekkür ederim..