Kız Kulesi Hakkında Duymadığınız İlginç Bilgiler
Kız Kulesi, İstanbul’un en güzel simgelerinden biri olarak bilinen, Boğaz’ın mest eden fotoğraflarında her zaman görülmektedir.
Eski zamanlarda Damalis ve Leandros gibi isimlerle anılan Kız Kulesi, İstanbul’da aşkın ve zarafetin simgesi olarak anılmaktadır. Salacak açıklarındaki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş bu tarihi yapı, üst katında yer alan Kule, Kuledebar ile haftanın her günü ziyarete açık. Sevdiklerinle beraber burayı özel gün aktiviteleri için ziyaret edebileceğin gibi eski zamanların atmosferini hissetmek için de gezi planlayabilirsiniz.
Kız Kulesi’nin tarihi milattan önceki zamanlara kadar uzanmaktadır. Tarihi kanıtlara baktığımızda kuleden ilk olarak MÖ 410 yılında söz edildiğini görünmektedir.
Atinalı Alkibiades tarafından inşa edilen kule, Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi almak amacı ile kullanılıyormuş. İstanbul, Roma hâkimiyetine geçtikten sonra Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (I. Manuil) yapıyı taşlarla güçlendirip tam bir kule olarak tasarlatmış ve bir savunma binası haline getirmiş.
Osmanlı zamanında bir kez daha restore edilen kule, mehter takımının gösterilerine sahne olmuş. Tarihi boyunca birçok kez harap olup tekrar restore edilen bu kule, günümüz itibarıyla Üsküdar’da Salacak açıklarında gidilebilecek bir kafe, müze ve restoran olarak hizmet veriyor.
Konu İçeriği
Kız Kulesi Nerede ve Nasıl Gidilir?
Kız Kulesi, İstanbul’da yer alan Üsküdar semtine bağlı, Salacak açıklarındaki küçük bir adacık üzerine inşa edilmiştir. İstanbul Boğazı üzerinde bulunmaktadır.
Kız Kulesi’ne gitmek için Üsküdar ve Kabataş üzerinden yapılan tekne seferleri bulunmaktadır. Üsküdar kalkışlı Kız Kulesi seferleri 09.15 – 18.30 saatleri arasında her 15 dakikada bir yapılıyor. Kabataş – Kız Kulesi seferleri ise hafta sonu 10.00 – 18.00 arasında her saat başı düzenlenmektedir.
Kız Kulesinin Romantik ve Gizemli Sırları
Milattan önce 341 yılında Yunanlı Chares, kulenin bulunduğu alana eşi için mermerden bir anıt inşa ettirmiştir. Kız Kulesi’nin eski isimlerinden biri olan Damalis buradan gelmektedir.
Damalis, Chares’in eşinin ismiymiş. 12. Yüzyılda Bizans İmparatoru Manuel Komnenos bu bölgeye düşmanı sokmamak için iki tane kule yaptırmış. Biri Mangana Manastırı’nda, yani bugünkü Topkapı Sarayı kıyısında, diğeri ise Üsküdar sahilinde yükseliyormuş.
İstanbul’un fethi sırasında Venedikliler bu kuleyi üs olarak kullanmış ve Bizanslılara yardım etmiş. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra bu kuleyi bir kaleye dönüştürmüş ve etrafına toplar yerleştirmiş.
İstanbul Boğazı’nın güçlü savunması sayesinde buraya pek ihtiyaç duyulmamış ve zaman içinde burası bir gösteri merkezi haline gelmiş.
Kule aynı zamanda karantina odası ve sürgün yeri olarak da kullanılmış. Kız Kulesi’nin eski isimlerini şu şekilde sıralayabiliriz: Arkla, Damalis ve Leandros’un Kulesi. Bu isimlerden aşağıda uzun uzadıya bahsedeceğiz.
Kız Kulesi Hakkında İlginç Bilgiler
1- Onca bilgiye rağmen kulenin mimarı ya da kuleyi gerçekte kimin yaptırdığı bilinmemektedir. Kulenin ilk ismi “küçük kale” anlamına gelen Arkla ya da Arcla olarak geçiyor. İstanbul’un fethinden sonra kale yıkılmış ve yerine ahşap bir model inşa edilmiş. Bu kale bazı kaynaklara göre 1719 yılında bir yangın esnasında yok olmıştur.
2- Kız Kulesi’nin taş versiyonunu Osmanlı mimarlarında Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tasarladı. Kuledeki kaligrafileri ise Hattat Rakım Efendi, 1857 yılında çizdi.
3- 1830 yılındaki kolera salgınında bir karantina merkezi olarak kullanıldı. Kulenin bir deniz feneri olarak hizmet vermesi için meşale şeklinde bir fener yerleştirilirdi. 1920 yılında bu fener. Otomatik ışık sistemi ile değiştirildi. Daha sonra bir radyo istasyonu olarak kullanılmıştır.
4- 1964 yılında Savuma Bakanlığı2nın hizmetine devredildi. 1982 yılında ise Denizcilik İşletmelerine verilmiştir. Bu tarihten sonra kule 49 yıllığına kiralandı. Günümüzde bir restoran ve düğün evi olarak hizmet vermektedir. Turistlik bakımından da oldukça zengin bir mekandır.
İlginizi Çekebilir: