İtalya’da Mutlaka Görmeniz Gereken Yerler

İtalya gezilecek yerler açısından son derece zengin bir ülkedir. Güney Avrupa’da yer alan ülke, tarihi mirasları ve farklı kültürel özellikleri ile coğrafyanın görülmeye değer en nadir yerlerinden biridir.

Avrupa turu gezime başlarken, doğrusunu söylemek gerekiyorsa tabir caizse “Heyecan doruktaydı” diyebilirim. Daha önceleri gitme fırsatım oldu elbette. Ancak daha çok bir seyahat tadında geçtiği içn Avrupa kültür ve medeniyetini inceleme şansım olmadı. Ya da Avrupa’da önemli kentlerin nereler olduğu hakkında pek bilgi sahibi olamadım. Ancak bu sefer bir tur düzenlenmesinde Avrupa’ya bakış atacaktım. Bu da oldukça heyecan verici bir durumun oluşmasına neden oluyordu.

Avrupa turu gezilerime öncelikle İtalya’dan başlamak istedim. Aslında bunun önemli bir nedeni yoktu. Sadece merak ya da uzaklardan sürekli duyduğum kültür ve gelenekleri ya da sık restoranlarda rastladığım “İtalyan mutfağı” tabirinden kaynaklanıyordu. Nasıl bir yer olduğu, insanların ne şekilde yaşadıkları hakkında çok da fazla bilgi sahibi olduğumu söyleyemem. İtalya turu gezimde gördüklerim, yaşadıklarım ve size anlatmak istediklerime geçmeden önce ülke hakkında genel bilgilere yer vermek istiyorum. İsterseniz hep birlikte İtalya hakkında bilgilere göz atalım.

İtalya Hakkında Genel Bilgiler

İtalya, Avrupa ülkelerinden biri olup, Güney Avrupa’da, büyük ölçüde İtalya Yarımadası üzerinde yer almaktadır. Avrupa’nın en büyük iki adası olan Sicilya ve Sardunya da bu ülke topraklarında yer almaktadır. İsmini çok fazlasıyla duyduğumuz bu iki ada gezilerinden gözüme çarpan detayları da sizlerle ilerleyen bölümlerde paylaşacağım. Kuzeyinde Alpler bölgesinde Fransa, İsviçre, Avusturya ve Slovenya’yla kara sınırı bulunan İtalya, Vatikan ve San Marino gibi yerler de İtalya yarımadası toprakları üzerinde bulunmaktadır. Farklı bir yapısı, coğrafi konumu olan ülke, İtalya Cumhuriyeti (Repubblica Italiana) olarak da adlandırılmaktadır.

Tarih öncesi ve Ortaçağ dönemlerine tanıklık eden İtalya, bir dönem Roma imparatorluğu altında kalmıştır. Ancak tarihinin çok daha önceki çağlara kadar uzandığı, tarihi bilgiler arasında yer almaktadır. M.Ö zamanlarına kadar uzanan insan yaşamı ile bütünleşen Avrupa ülkesi İtalya, Ortaçağ zamanlarında Bizanslıların egemenliği altında kalmış bir ülke olarak da tarih kitaplarındaki yerini almaktadır.

İlginizi Çekebilir: Bosna Hersek’te Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler

İtalya İklimi

İklim olarak tipik bir iklime sahip olan İtalya, bazı bölgelerinde Akdeniz iklimini yaşatırken, bazı bölgelerinde ise arada uçurumlar olacak kadar farklı bir iklimi yaşatmaktadır. Genel olarak orta derecede sıcaklığı olan İtalya’nın kıyı kesimlerinde ise ılıman kışlar ile ılık ve yağışız yazlar geçirilmektedir.

İtalya Dini İnancı

Din olarak resmiyete yansıyan dinleri Katolik Hristiyanlıktır. Ancak bunun yanında küçük de olsa farklı din gruplarının yaşadıklarını söylemek mümkündür. Coğrafi konumu, iklimi ve diğer yapıları bakımından incelenmeye değer bir ülke olan İtalya, gezi günlerimiz boyunca farklı yönleriyle karşımıza çıkmıştı. Turizm dünyasının da yoğun bir ilgi duyduğu İtalya yarımadası, farklı tarihi mekanlara, tarihi kültür ve miraslara ev sahipliği yapmaktadır. Aslında çok fazlasıyla zamanım olsa, görmek istediğim çok değişik yerleri vardı. Ancak bunun için zamanımın yeterli olmadığını söylemem gerekiyor. Yine de ön bilgi olması açısından İtalya’da gezilecek yerler nerelerdir diye soracak olursanız aşağıdaki gibi sıralayabilirim.

İlginizi Çekebilir: Dünyanın 7 Harikası ile Harika Bir Dünya Turu

İtalya’da Gezilecek 15 Yer

Uzun bir geçmişe, farklı medeniyet ve uygarlıklara tanıklık etmiş yüzüyle karşımıza çıkan İtalya’da gezilecek yerler de fazlasıyla mevcuttur. Ülkenin önem verdiği bazı bölgeler, turizm dünyasının üzerinde durduğu tarihi yerler ve daha fazlasına sahip olan ülkede başlıca gezilecek yerler. Peki, İtalya’da gezilecek yerler neresi? İşte İtalya’da gezilecek 15 yer listesi.

1. Kolezyum,
2. Floransa Katedrali,
3. Roma Forumu,
4. Aziz Petrus Bazilikası,
5. Panteon,
6. Roma,
7. Uffizi,
8. Pisa Kulesi,
9. San Marco Bazilikası,
10. Büyük Kanal,
11. Sistina Şapeli,
12. Trevi Çeşmesi,
13. Amalfi Sahili,
14. San Marco Meydanı
15. Palatino tepesi.

Tüm bunlardan farklı olarak da görülmesi gereken yerleri vardır. Zaman zaman gördüklerimizi yazılarımızda sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Ancak yaşam kenti olarak değerlendirmek ya da daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, İtalya turu düzenlemenizi öneriyoruz. Bizim gördüklerimizden çok daha fazlasını ülke içerisinde görebileceğinizden emin olabilirsiniz.

Bu kadar bilgiyi verdikten sonra, İtalya turu gezilerimde gördüklerimiz size anlatmaya başlayabilirim. Öncelikle gittiğim yerler hakkında gerekli bilgileri vereceğim, daha sonra da görmenizi tavsiye ettiğim yerler hakkında kısa da olsa fikir vermeye çalışacağım. Umarım güzel bir gezi, farklı bir tatil için tercihinizi siz de bu ülkeden yana yaparsınız. Ben oldukça beğendiğimi açık bir dille söyleyebilirim.

İtalya hakkında genel bilgileri verdikten sonra gezi notlarımda gördüğüm 3 şehir hakkında sizlere ayrıntılı bilgi vermek istiyorum, umarım keyifli bir gezi deneyimi olur sizin için de…

Positano

İtalya turu gezime ilk olarak ülkenin en romantik ve en çok göze çarpan şirin kasabası ile başlamak istedim. Doğrusu, burası oldukça güzel ve görülmesi gereken yerlerin en başında geliyor. Bir yanı dağlar, diğer yanı denize bakan yönü, Akdeniz iklimi ile hayat bulan doğası, begonviller ve sardunya ağaçlarının sarmaladığı bir yerdir. İnsanları oldukça sıcak ve gelen turistlere karşı oldukça ilgilidirler. Samimi sohbetleri, hoşça geçen dakikalarda en çok dikkat çeken detayları arasındadır. Tatil merkezi olarak İtalya’da büyük ölçüde yerli ve yabancı turist çeken Positano, ilk gördüğüm yer olmasına rağmen, ülke hakkındaki fikirlerimin oturmasını sağlamıştı. Evet, İtalya gezilip görülmesi gereken bir yerdir.

İlginizi Çekebilir: ABD’nin farklı yüzü: Burlington

Gezilip görülmesi gereken yerleri hakkında bilgi alışverişi yaparken bana ilk neden Positano dediklerini gördüklerimden sonra daha iyi anladım. İki yakası tepeler üzerine kurulu olan bu kasaba, Napolin’e 60 KM. uzaklıkta yer alıyor. Uzaktan baktığınız zaman sanki bir resim defterinin sayfasına pastel boya ile çizilmiş bir şehir görünümünü andırıyor. Üst üste adeta elle konulmuş evler, uzaktan göze çarpan kilise çanları, deniz ile kasabayı ortadan ikiye ayıran kasaba ve daha fazlası, cezp ettirici yönleriyle gözden kaçırılmayacak güzelliğe sahiplik ediyor. Oldukça keyif aldığım birçok yöne sahip olan Positano, gezi turu boyunca aklımdan çıkmayan yerlerden biri olarak hafızamda kaldı. Tabi ki resim çekmeyi de ihmal etmedim.

Amalfi Kıyısı, 40 KM. uzunluğunda olan bir sahil şerididir. Yol boyunca farklı manzaraları burada görebilirsiniz. Kıvrılmış yollar, üst üste binmiş evler, sardunya ve begonviller, limon ağaçları ve pastel rengine bürünmüş küçük evleri. Her birinin incelenmesi gereken ayrı güzellikleri bulunmaktadır. Ancak bu sahil şeridi boyunca en güzel yerin neresi olduğunu sorarsanız, Positano tek vereceğim cevap olur. Sorrento Yarımadasından Salerno’ya uzanan kıyı boyunca elbette diğer yerleri de incelemenizi öneririm. Tabi ki farklı gözle bakmak, farklı güzellikleri keşfetmek adına en iyisi olacaktır. Ancak Positano, tüm bunları ezebilecek güzelliğe sahiptir demekten kendimi alamıyorum. Manzarası, sıcak insanları ve hoş ortamlarıyla, romantik bir kasaba olan Positano, İtalya turu boyunca özleyeceğim yerlerden biri olarak kalacaktır.

Tarihi bakımdan da incelenmeye değer bir öneme sahip olan şirin kasaba, geçmiş dönemlerde çok önemli olaylara tanıklık eden yüzüyle de karşımıza çıkıyor. 9. ve 11. yüzyıllar arasında Amalfi Cumhuriyeti parçası olan Positano, ilk denizcilik yasasının burada çıkartılmasıyla, dikkatleri daha fazla üzerine çekmeye başlamıştır. Tabi tüm bunlar yaşanırken ve kasabanın dikkat çekiciliği artarken, Positano’da bir limanın bile olmadığını söylememiz gerekiyor. Yine de tüm yönleriyle hem dünya hem de İtalyan turizmi açısından büyük faydalar sağladığını söylememiz gerekiyor. Doğrusu incelerken kendine hayran bırakan yönleri, dönüp tekrar incelemeyi çok ziyadesiyle isterdim.

İlginizi Çekebilir: Kültür ve Eğlencenin Adresi: Buffalo

Uzun bir zaman geçirmeyi istediğim bu şirin kasabanın kendinden söz ettiren birçok yönünü sizlere paylaşmaya çalışacağım. Ancak şu kadarını net bir şekilde ifade etmem gerekiyor ki, Positano, dünyada en çok görülmeyi hak eden yerlerden biridir. Tüm güzelliğini çıplak gözle incelediğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Mimari güzelliği, tarihi dokusu ve diğer yönleriyle aklımda kalan en güzel yerlerden biri oldu.

Positano’ya Nasıl Gidilir?

İtalya turu gezimin ilk durağı Positano idi. Burası, gerçekten sıcaklık ve şirinliğin en çok görüldüğü yerlerden biridir. Özellikle evlerinin yapılanmasıyla dikkatleri üzerine çeken kasaba İtalya’da en çok turist çeken yerlerden biridir. Tabi ki bunun farklı nedenlerinin olduğunu da söylemek gerekiyor. Tarihi bakımdan önemi, denizcilik kanunun ilk olarak burada çıkması gibi farklı nedenleri vardır. Pastel resim çizimi gibi duran Positano, Napolin’in 65 KM. güneyinde yer alan bir kasabadır. Bu güzel kasabaya ulaşmak için de en uygun Havaalanı Napolin Havaalanıdır. Ülkemizden de Türk Hava Yolları firması günde iki sefer gidiş-geliş olmak üzere Napolin Havaalanına sefer düzenlemektedir.

Napoli Havaalanı’nda indikten sonra, Positano’ya ulaşmak için öncelikle Sorrento’ya gitmeniz gerekiyor. Buraya ulaşmak için Napoli’deki Corso Garibaldi merkez tren istasyonundan Sorrento’ya gidebilirsiniz. Buraya ulaştıktan sonra CITA ismi verilen otobüslerle Positano’ya kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Her saat başı kalkan otobüslerle trafiğin de akış hızına göre ortalama 1 saat içerisinde kasabaya ulaşabilirsiniz.

Kasabanın güzelliklerini görmek için farklı ulaşım araçlarını da değerlendirebilirsiniz. Feribot ile yolculuk yapmak isteyenler için de seçeneklerin sunulması, yolculuğunuzda dilediğiniz gibi bir araç seçmenizi kolaylaştıracaktır.

Herculaneum

İtalya turu gezimin ikinci durağına hayran kalarak gezimi yaptığımı itiraf ederek söze başlamak istiyorum. Burası, Herculaneum kenti. Antik Roma kasabası olan bu kentin, geçmiş dönemlerde zengin insanlar tarafından yerleşim alanı olarak kullanıldığını söylememiz gerekiyor. Sahil şeridinde olan kent, MS 79 yılında harekete geçen volkanik dağın saçtığı küllerle adeta küllere bürünmüş kayıp bir kent haline gelmişti. Aslında oldukça şirin bir yapısı olduğunu söylemem gerekiyor. İtalyanca, “Ercolano” diye okunan şehri Herkül’ün kurulduğuna inanılıyor.

Romalıların asilzade insanları tarafından kullanılan Herculaneum, kendi döneminde büyük parası olanlara hitap eden bir şehirdi. Aslında bunu Pompeii ve Herculaneum için söylemek daha yerinde olacaktır. Araştırmalarımıza göre; bu iki şehir Romalılar için oldukça önemliydi. Zevk ve kendilerini tatmin etmek adına kullandıkları bu şehirde, o dönemlerde de dükkânlar, hamamlar, bugünün tabiriyle kuru temizleme ve ev temizliği yapan iş yerleri bulunmaktaydı.

Şehir hakkında farklı bilgiler, farklı hikâyeler söylenmektedir. Bunlardan biri; 1709’da Prince D’Elboeuf deniz manzaralı bir villa inşa ederken Herculaneum’u keşfettiği söyleniyor. Ancak farklı ve daha tespitli olarak kabul edilebilecek bir diğer söylenti ya da tespit ise yapılan arkeolojik çalışmalardan sonra ortaya çıkıyor. 1749-1765 yılları arasında Rocco Gioacchino Alcubierre ve yardımcısı Carlo Weber tarafından yapılan arkeolojik kazı çalışmalarıyla şehrin planı ortaya çıkmış. Döneme ait tarihi eser ve kalıntılar bulunmuş. Burada bulunan tarihi eserler önce Portici Kraliyet Sarayı’na alınmış, daha sonra da oradan alınarak Napoli Arkeolojik Müzesi’ne konulmuştur. Yine burada bir dip not vermek gerekirse, Napoli Arkeolojik Müzesi’nin açılması için de bir ilk adım olmuştur.

Yapılan arkeolojik çalışmalarda, merak edilen detay, kentin Vezüv felaketinde can kaybı verip vermediğiydi. Yapılan çalışmalarda herhangi bir cesede rastlanılmamasıyla birlikte, o felakette kimsenin ölmediği düşünülmüş. Ancak liman tarafında yapılan çalışmalar esnasında bir cesede ulaşmalarından sonra gerisi kendiliğinden gelmiş ve halkın çoğunun burada Vezüv’ün etkisinden kurtulamayarak öldükleri anlaşılmıştır. MS 79 yılında meydana gelen Vezüv volkanik dağın patlamasıyla birlikte halk limana doğru kaçıp, buradan gemilerle kurtulabileceklerini düşünmüşler. Ancak burada da yüksek tusunami dalgalarından kurtulamayacaklarını anladıklarında, limanın odalarına sığınmışlar, tabi buradan da kurtulmayı başaramamışlar.

Tarihi olarak oldukça geniş bir tarihe sahip olan Herculaneum, görülmesi gereken yerlerin en başında gelmektedir. Farklı bir yapısı, antik kent güzelliği ve diğer yönleriyle incelenmeye değer izler taşıyan kenti gezmek için çok geniş bir zamana ihtiyaç duymadık. 1 saat içerisinde, sesli gezi rehberi eşliğinde kasabanın tamamını gezme fırsatını yakalamıştık. Antik Kent Pompeii’yi küller altında bırakan Vezüv volkanik patlaması, Herculaneum kentini de etkisi altına almıştı. Ancak küllerin altında kalan şehrin yeniden yeryüzüne çıkartılmasıyla birlikte, tarihin derin sayfalarına tanıklık eden yönleri bir bir ortaya çıkmaya başlamış. Antik kentin kiliseleri, manastırları, tapınakları, dükkânları ve Pazar yerleri ortaya çıkınca, turizm dünyasını büyük ilgi çeken bir yeri haline gelmiştir.

Şehrin sokakları, lüks villaları ve diğer alanları her biri ayrı ayrı incelenmeye değer güzelliklere sahiptir. Villa duvarlarında yazılan bazı yazılar silinmeye yüz tutmuş olsa da X cihazlarıyla yeniden okunmaya başlamış. MS 79 tarihlerinden 2000’li yıllara kadar ulaşmış olması zaten kendi başına şaşırılmaya yeter bir olaydır.

Şehri gezerken, geçmiş dönemlerin zor şartlara sahip olmasının yanında bu denli mükemmel inşaların nasıl yapıldığı üzerine düşüncelere dalmıştım. Gerçekten de mükemmel yapılanmalar, otantik alanlar ve daha fazlası Herculaneum kentinde yer alıyormuş. Eğer bir gün yolunuz bu yöne doğru düşerse, mutlaka incelemenizi öneriyorum. Gördüğüm güzellikleri sizin de görerek daha yakından hakkında fikir almanızı öneriyorum.

Vico Equense

İtalya turu gezi günlerimde birçok güzelliği bir arada bulduğumu açık bir dille itiraf etmem gerekiyor. Aslında Campania bölgesinde yer alan Napoli’ye 40 KM. uzaklıkta yer alan Vico Equense kasabası dahil olmak üzere bu kıyı şeridi üzerinde yer alan tüm alanlar ve kasabaların kendine has bir güzelliklerinin olduğunu söylemem gerekiyor. Pozzuoli, Torre Annunziata, Castellammare di Stabia, Pompei, Vico Equense, Sorrento, Positano, Amalfi. Tüm bunların haricinde de güzelliğini koruyan kasabaların yer aldığı kıyı şeridinin arka tarafında hemen Vezüv volkanik dağı bulunuyor.

Sırtı yanardağa, önü ise ada manzaralarına bakan Vico Equense, tam anlamıyla turistik bir hava yansıtıyor. 20,000 nüfusa sahip olan kasaba, karşısına Capri Adası ve Pompei Antik Kenti’ni alarak adeta görücüye çıkar gibi duruyor. Mutlaka incelemeniz ve gezmeniz gereken İtalya turistik yerleri arasında yer alan Vico Equense’ye ulaşmak da oldukça kolay. Napoli Airport buraya sadece 40 KM. mesafede yer alıyor. Havaalanına indikten sonra Sorrento’ya gitmeniz gerekiyor. Buradan saat başı kalkan toplu taşıma araçlarına binerek antik kente kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Tatil günlerimin oldukça keyifli geçmesini sağlayan ve görünümüyle kendine hayran bırakan Vico Equense, turizm dünyasının en çok uğradıkları yerlerden bir yerdir. Burada daha fazla zaman geçirerek günlerimi değerlendirmek isterdim. Ancak gezi turumun bir sonraki duraklarını görmek ve buraların da kendine has değerlerini yerinde incelemek için erkenden yol almam gerekiyordu. Sorrento’da bir otelde kalıyorum.

Şimdilik buralarda gördüğüm güzel manzaraları fotoğraf makineme kaydettim. Eğer bir daha fırsatım olur da yeniden buraya dönecek olursam, daha yakından incelemeye çalışacağım. Şimdilik Vico Equense gezi turumu burada sonlandırmak durumundayım. Farklı bir yerde buluşmak, güzellikleri birlikte incelemek üzere diyor ve otelime çekiliyorum.

İtalya Hakkında Sıkça Sorulan Sorular