İbni Haldun Sözleri, Eserleri, Devlet Görüşü ve Hayatı
İbni Haldun sözleri, her dönemde geçerliliğini ve tesirini sürdüren en etkili sözlerdir. Bu yazımızda, sizlere “Mukaddime” esesinin sahibi İbn-i Haldun sözlerini sunacağız.
İbni Haldun, 14. yüzyılın ünlü Arap filozofu, tarihçisi ve sosyologudur. En önemli eseri olan “Mukaddime,” toplumların tarihini ve sosyal değişimi derinlemesine inceleyen bir başyapıttır. Asabiyye kavramı ile tanınır ve sosyal bilimlerdeki analitik yaklaşımının öncüsüdür.
Bu yazımızda, yaşadığımız dönemden günümüze kadar iz bırakmış İbni Haldun sözlerini sizinle paylaşacağız.
Konu İçeriği
Düşündüren İbretlik İbn-i Haldun Sözleri
İbni Haldun’un düşünceleri, sosyal bilimler ve tarih yazımının temelini atmıştır. Onun en önemli katkılarından biri, tarihçiliği sadece olayları kaydetmek olarak değil, aynı zamanda toplumsal değişimin ve insan davranışlarının nedenlerini anlamak olarak görmesidir. İşte İbni Haldun’un düşünceleri ve en güzel İbni Haldun sözleri…
“Hikmet ilminde bildirildiği gibi ev ve binaların birbirine bitişikliği, nüfusun çoğalması ve insanların kalabalık hâlde bir araya toplanması havanın bozulmasına ve hastalıkların çoğalmasına sebep olduğu için büyük şehirlerde evler ve mahalleler arasında boş yerler bırakılması bir zarurettir.” – Mukaddime
“Zamanımızda, umranın/medeniyetin güneyden kuzeye bir tür yer değiştirdiğini gözlemliyoruz.” – Mukaddime – İbni Haldun sözleri
“Hem zaten, belli bir algı düzeyine sahip olan kimse, algılayamadığı her şeyi inkâr etme eğilimindedir.” Mukaddime – İbni Haldun sözleri
“Devlette, hayatının son günlerinde ihtiyarlık hastalığından kurtulmuş olduğu vehmini verecek olan bir kuvvet meydana gelebilir. Bu kuvvetin gözükmesi, devletin can çekişmekte olduğunu gösterir. Devletin yıkılma devresindeki bu durumu, yanmakta olan çerağ fitilinin hâline benzer. Çünkü fitil söneceği zaman parlar ve yanmakta olduğu vehmini verir. Hâlbuki onun bu parlaması sönmesinden ibarettir. Burada söylediklerimize dikkat et.” – Mukaddime – İbni Haldun sözleri
“Siyaset konusunda basiretli olan hanedanlık mensuplarından birçoğu buna dikkat eder ve devletinde görülmeye başlayan ihtiyarlık alâmetlerinin farkına varır. Bunu ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu zannederek, ihtiyarlık çağına girmemesi için devlette ıslahata teşebbüs eder. Kendisinden önceki yönetimin kusuru yüzünden bu hastalığın ortaya çıktığı kanaatine ulaşırlar. Hâlbuki durum hiç de sandıkları gibi değildir. Çünkü ihtiyarlık devletle alâkalı olan tabiî hususlardır. Bu teşebbüste bulunanların, hanedanlığı ıslâh etmelerine an’aneler engel olur. Çünkü alışkanlıklar ve âdetler ikinci bir tabiat hükmündedir.” – Mukaddime – İbni Haldun sözleri
“İhtiyarlama tabiî bir durumdur. Canlılar nasıl ihtiyarlarsa devletler de öyle ihtiyarlar. Bu ihtiyarlama hâli tabiî olduğu için tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktır.” – Mukaddime – İbni Haldun sözleri
Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler.
“Zulüm, umranın harap oluşunun habercisidir.” – İbn-i Haldun sözleri
İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür. – İbn-i Haldun sözleri
“Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkar eder.” – İbn-i Haldun Sözleri
İnsanların, başkalarının mükemmelliğini ve kendilerinden üstün olduklarını kabullenmeleri çok az görülecek bir durumdur. – İbn-i Haldun sözleri
“Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik açıdan özdeşleşirler.” – İbn-i Haldun sözleri
“Âhiret mükâfatını dünyada isteme, fakihlerle çok istişare yap, kendini ağır başlı ve vakûr biri olmaya alıştır, tecrübe, akıl ve hikmet sahiplerinden istifade et, müsrif ve cimrilerle istişare etme ve onların sözünü dinleme çünkü onların zararları faydalarından çoktur.”
“Dünya ve ahiret işlerinin bozuk gitmesinin ilk sebebi, yalancı ve dalkavukları dost edinmen ve yalan söylemeye cürret etmendir. Şüphen olmasın ki günahların başı yalan, sonu iftira ve gıybettir. Gıybet edenin hiçbir işi yolunda gitmez.” – İbn-i Haldun sözleri
“Benim çırpınışlarım sevinçten değildir. Ele geçirilmiş kuş da çırpınır. Umursamazlığım da sevincimden değil. Bazı olayları hatırlamamdandır.” – İbn-i Haldun sözleri
“Göçebeler yerlilerden daha cesur, iyiliğe ötekilerden daha kaabiliyetli ve daha zekidirler. Çünkü yerleşik hayat ve şehir hayatı halkı rahat ve gevşekliğe iter, cesareti söndürür hırs ve düşüklükleri körükler.” – İbn-i Haldun sözleri
İbni Haldun Kısa Sözleri
İbn-i Haldun kısa sözleri, çok şey anlam ifade eden ibretlik sözlerdir. İnsan, toplum, devlet ve tarih ile ilgili söylediği sözleri ile günümüze de ışık tutan İbni Haldun kısa sözleri ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
“İnsanoğlu öğrenen bir cahildir.”
“Coğrafya kaderdir.”
İbni Haldun sözleri
“Adaletsizlik medeniyeti mahveder.”
“Mağluplar galipleri taklit ederler.”
“Zulüm, umranın harap oluşunun habercisidir.”
“Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz.”
“Fazla tevazunun sonu vasat insandan tavsiye dinlemektir.”
“İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur.”
İbni Haldun sözleri
“Her şeyi takdir eden Allah’tır ve O’ndan başka Rab yoktur.”
“Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.”
“Halk yalnızca adaletle korunabilen kullardır.”
“Gayri memnunlar medeniyet kuramazlar.”
“Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.”
“Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler.”
“İlim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir.”
“Adetler insan tabiatını ve karakterini belirler.”
İbni Haldun sözleri
“Ebeveynleri tarafından yetiştirilemeyen insanı zaman eğitir.”
“Cehalet, hastalıklı ve havası bozuk olan otlağa benzer.”
“İçinde yaşadığı çevre (ahval) insanın tabiatının yerini alır.”
“İdrak eden kişiler, kendi idrak kapasitesinin ötesini idrak edemez.”
“Okumak lazım okutmak lazım.”
“Kalp ele geçirildiğinde, bütün beden ve organlar yenilgiye uğrar.”
İbni Haldun sözleri
“Âbidler daha çok darlık içindeki bedevîlerden çıkar.”
İbni Haldun İbretlik Sözler
Yaşamın birçok alanına dair sözleri bulunan İbni Haldun’un çok ibretlik sözleri bulunmaktadır. Yazımızın bu bölümünde İbni Haldun ibretlik sözlerine yer vereceğiz.
“Bir görüşe ve bir inanca bağlılık ve taraftarlık insanın ruhuna işledi mi, kendi isteğine uygun düşen haberleri işitir işitmez hemen kabul eder. Bu temayül ve taraftarlık insanın basiret gözünü örter, tenkit ve tetkikte bulunmasını engeller.”
“İsrafın ve lüksün kötü sonuçlarından sakının. Şüphesiz israf ve lüks, insanların fakirliğe düşmesine, başkalarına boyun eğmesine ve rezil olmasına yol açar.”
İbni Haldun sözleri
“Adalet egemen olmadan bir ülke bayındır olamaz. Adalet, Allah’ın yarattıkları arasında kurulmuş terazidir.”
“Kalpler asılsız, sahte arzulara ve dünyaya çağrılır ise, insanlar arasında rekabet başgösterir, ihtilaf ve uyuşmazlık her yanı kaplar.”
“Açlık ve kıtlık esnasında mahv ve helâk olanları katleden, sonradan ortaya çıkan açlık değil, önceden mevcut olan ve itiyat haline getirilen tokluktur.”
“Zulüm ve şiddetle kırılmış olan kalpler, üşenerek ağır davranmaya mahkum oldukları için, onlar kendilerini müdafaa ve nefislerini koruma kuvvet ve tabiatını kaybederler.”
İbni Haldun sözleri
“Kimsenin iç alemine karışma, kimseyi iç alemine karıştırma. Kimseye iç alemini açma. Gizli tut. Yan ama tütme.”
En Güzel İbni Haldun Sözleri
Aslında İbni Haldun sözlerinin her biri diğerinden güzel ve anlamlıdır. Ancak hayatın her alanında paylaşabileceğiniz en güzel İbni Haldun sözlerini yazımızın bu bölümünde toplamayı uygun gördük.
İşte en güzel İbn-i Haldun sözleri…
“Emekler değerini bulamayınca ve karşılığı var denemeyecek duruma düşürülünce, kazanç ve üretime yönelik istekler gücünü yitirir. Çalışan eller iş yapmaya varmaz.”
İbni Haldun sözleri
“İman melekesi (gönüllerde) istikrar bulunca, artık ona muhalefet etmek nefs için güç olur, tıpkı karar kılan sair melekelerde olduğu gibi. Çünkü yerleşmiş melekeler cibilliyet ve fıtrat mesabesinde bulunur.”
“Dinimizi parçalayarak onun parçalarıyla dünyamıza yama vuruyoruz. Bundan dolayı hem dinimizi, hem dünyamızı kaybediyoruz.”
“İlimleri talim, sanatlar sâir mutad faaliyetlerdeki güzel melekeler, insandaki aklı daha keskin ve fikri daha parlak bir hale getirir.”
“Bir milletin zenginliğini değerli madenler değil, çalışma oluşturur.”
“Nerelisin?” sorusu literatüre girmiş en ayrılıkçı, en bedbaht sorudur! Ha soran olursa, ben Dünyalıyım.”
“(ilmî) melekenin elde edilmesinin en kolay yolu, ilmî meseleleri münakaşa ve münazara ile dili açmak kuvvetlendirmek ve bol bol ilmî tartışmalar yapmaktır. Çünkü ilim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir.”
“Mağlupların her zaman giyimlerinde, binitlerinde, silahlarında, adetlerinde ve diğer hususlarda galiplere benzemeye çalıştıkları görülür.”
“Bir devlette halka yükletilen vergilerin miktarı az olursa, ahali çalışarak servet kazanmaya heves eder, ülke kalınır. Vergiler azalınca üretim artar, mal ve para kazanmanın yolları çoğalır.”
İbn-i Haldun Kimdir?
İbn-i Haldun, tam adıyla Abdurrahman İbn-i Haldun veya İbn Haldun, 14. yüzyılın ünlü Arap filozofu, tarihçisi ve sosyologudur. 27 Mayıs 1332’de Tunus’ta doğmuş ve 17 Mart 1406’da Kahire, Mısır’da vefat etmiştir. İslam dünyasının önde gelen düşünürlerinden biri olarak kabul edilir.
İbn-i Haldun’un en bilinen eseri, “Mukaddime” adlı kitaptır. Bu eser, toplumların tarihini, sosyal değişimi ve insan davranışını derinlemesine inceleyen bir başyapıttır. İbn-i Haldun’un düşünceleri, tarihçiliği sadece olayları kaydetmek olarak değil, aynı zamanda toplumsal değişimin nedenlerini anlamak olarak görmesiyle öne çıkar. Ayrıca, “asabiyye” kavramı ile tanınır, bu kavram toplumları bir arada tutan dayanışma ve birlik duygusunu ifade eder.
İbn-i Haldun’un eserleri, sosyal bilimler ve tarih yazımının temelini atmış ve günümüzde hala büyük bir etki yaratmaktadır. Onun düşünceleri, toplumların evrimini ve değişimini anlamak için önemli bir teorik çerçeve sunar. İbn-i Haldun, İslam dünyası ve dünya çapında birçok akademik alanda büyük bir etki bırakmış bir düşünürdür.
İbn-i Haldun Mukaddime Özeti
İbn-i Haldun’un “Mukaddime” adlı eseri, toplumların tarihini ve sosyal yapılarını derinlemesine inceleyen bir başyapıttır. Eser, insan topluluklarının evrimini ve düşüşünü açıklamaya çalışır ve bunu yaparken çeşitli kavramları kullanır.
En önemli kavramlarından biri “asabiyye”dir, yani toplumları bir arada tutan dayanışma ve birlik duygusu. İbn-i Haldun’a göre, toplumlar zaman içinde yükselir ve çöker, bu da asabiyyenin gücüne ve zayıflığına bağlıdır. Ayrıca, tarihsel olayları neden-sonuç ilişkileriyle anlamaya çalışır ve toplumsal değişimi inceler.
“Mukaddime,” sosyal bilimlerin temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve İbn-i Haldun’un analitik yaklaşımı, tarih ve toplum bilimlerinde önemli bir etki yaratır. Eser, toplumların tarihini anlamak ve toplumsal değişimi incelemek isteyenler için önemli bir kaynaktır.
İbn-i Haldun’un Devlet Anlayışı
İbn-i Haldun’un devlet anlayışı, onun “Mukaddime” adlı eserinde ayrıntılı bir şekilde ortaya konur. İbn-i Haldun, devleti ve yönetimi toplumsal dinamiklerle sıkı bir şekilde ilişkilendiren bir düşünürdü. İşte İbn-i Haldun’un devlet anlayışının temel noktaları:
- Asabiyye ve Toplumun Evrimi: İbn-i Haldun’a göre, toplumlar zaman içinde doğar, yükselir, olgunlaşır ve çöker. Bu süreç, “asabiyye” adını verdiği bir kavrama dayanır. Asabiyye, bir toplumu bir arada tutan dayanışma, birlik ve sosyal cohesiveness duygusunu ifade eder. İbn-i Haldun, asabiyyenin gücünün, bir toplumun yükselmesinde ve başarılı olmasında kritik bir rol oynadığını belirtir.
- Devletin Rolü: İbn-i Haldun, devletin toplumu düzenlemek, korumak ve yönetmek için kurulduğuna inanır. Devlet, asabiyyeyi sürdürmek ve toplumu dış tehditlere karşı korumak amacıyla kurulur. Ancak zamanla, yönetici sınıfın lüks ve refaha düşkünlüğü nedeniyle asabiyye zayıflar ve devletin çöküşü başlar.
- Dönemler Teorisi: İbn-i Haldun, toplumların tarihindeki çeşitli dönemleri ve devletin evrimini açıklamak için “dönemler teorisi”ni geliştirmiştir. Bu teori, toplumların doğuş, yükselme, olgunluk ve çöküş dönemlerini tanımlar ve bu dönemlerin belirli sosyal, ekonomik ve siyasi faktörlere bağlı olarak gerçekleştiğini açıklar.
- Devletin İdeal Formu: İbn-i Haldun, ideal devletin, asabiyyeyi koruyan ve toplumun ihtiyaçlarına yanıt veren bir yönetim biçimi olduğunu savunur. Bu, devletin adil, istikrarlı ve koruyucu olması gerektiği anlamına gelir. Ayrıca, yönetici sınıfın aşırı ihtiraslarına ve lüks yaşamına karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgular.
İbn-i Haldun’un devlet anlayışı, tarih, toplum bilimleri ve siyaset felsefesi alanlarında büyük etki yaratmıştır. Onun düşünceleri, devletin ve toplumun evrimini anlamak için önemli bir teorik çerçeve sunar ve günümüzde hala akademik çalışmalarda ve siyasi düşünceye ilham vermektedir.
SSS
İbn-i Haldun kimdir?
İbn-i Haldun, 14. yüzyılda yaşamış Arap filozofu, tarihçisi ve sosyologdur. “Mukaddime” adlı eseriyle tanınır ve toplumların tarihini, sosyal değişimi ve asabiyye kavramını incelemesiyle bilinir.
İbn-i Haldun'un en önemli eseri nedir?
İbn-i Haldun’un en önemli eseri “Mukaddime” adlı kitaptır. Bu eser, toplumların tarihini ve sosyal değişimi derinlemesine incelediği bir başyapıttır.
İbn-i Haldun'un asabiyye kavramı nedir?
Asabiyye, İbn-i Haldun’un toplumların bir arada tutan dayanışma ve birlik duygusunu ifade eden kavramdır. Ona göre, asabiyye bir toplumun yükselmesinde kritik bir rol oynar.
İbn-i Haldun'un Mukaddime'si hangi konuları işler?
“Mukaddime,” tarih, sosyal değişim, devletin rolü, asabiyye kavramı, toplumların evrimi ve yönetim gibi birçok konuyu işler. Eser, toplumların tarihini ve sosyal yapılarını derinlemesine inceler.