Dünyanın 7 Harikası ile Harika Bir Dünya Turu
Dünyanın en eski 7 harikası 2007 yılında yerini “Dünyanın yeni 7 harikası”na bıraktı. Dünyanın 7 Harikası; 2000-2007 yılları arasında yapılan ve dünyanın dört bir yanından milyonlarca internet kullanıcısının katılımıyla gerçekleşen oylamada belirlendi.
“Dünyanın 7 harikası hangileridir, nerelerde bulunmaktadır?” diye merak edenler için hazırladığımız bu yazımızda; size, Dünyanın 7 Harikası listesi içinde yer alan ve benzersiz güzellikleriyle her yıl yüz binlerce insanı kendine çeken bu yapıları biraz tanıtalım istedik. İşte size ilk fırsatta mutlaka görmeniz gereken; birbirinden farklı özellikleri ve hikayeleri ile hayranlık uyandıran 7 harika yapı…
Konu İçeriği
1- Machu Piccu
Pek çok bakımdan gizemi hâlâ koruyan yerlerden biri olarak bilinen Machu Pichu; İnka Uygarlığından günümüze kadar oldukça az tahribatla hayatta kalmayı başarabilmiş nadir yerler arasındadır. Peru’da bulunan, İnkaların başkenti olarak bilinen Cuzco’nun 80 km uzağında, And Dağları’nın yamaçlarında, Urubamba Vadisinde yer alan Machu Piccu; çevresinde yer alan sık ağaçlıklı doğa örtünün de etkisi ile uzun yıllar keşfedilememiş ve dolayısı ile terk edilmesinin ardından uzun bir süre geçmesine rağmen insan tahribatından uzak kalabilmiştir.
1450 yılında İnka hükümdarı Pachacutec Yupanqui tarafından yaptırılan İnka antik şehri; yaklaşık olarak 100 yıl kadar kullanıldıktan sonra terkedilmiştir. İspayolların işgali sırasında varlığı tespit edilemeyen ve gizli bir hazine gibi saklı kalan bu antik kent böylelikle birçok yağma ve yıkımdan da uzak kalmıştır. Bu da Machu Piccu’nun günümüze kadar bozulmadan gelebilmesinin en önemli nedenlerinden biridir.
Gelelim Machu Piccu ile ilgili diğer ayrıntılara. Deniz seviyesinden yaklaşık olarak 2430 metre yükseklikte kurulan bu antik kentin kuruluş amacı, o zaman ki imkânlar göz önünde bulundurulduğunda yapımında kullanılan devasal taşların yamaçtan nasıl çıkarıldığı gibi konular hâlâ gizemini korumaktadır. Fakat, yapılış amacı ile ilgili teoriler arasında en çok kabul gören bu şehrin İnka kabilesindeki asillerin ve din adamlarının yerleşim yeri olarak planlandığı yönündedir.
1911 yılında Amerikalı tarihçi Hiram Bingham tarafından keşfedilen Machu Piccu; bugün dünyadaki en önemli arkeolojik sit alanları arasında yer almaktadır. Şehir genel olarak tarım alanları ve yerleşim alanları olmak üzere 2 bölüme ayrılmıştır. Yerleşim alanları ise kendi içinde alt ve üst şehir olarak 2 bölüme ayrılmaktadır. Üst şehre bakıldığında daha ziyade dini tören alanlarının ve tapınakların yer aldığı görülmektedir. Alt şehir ise yaşam alanlarına ve konutlara ayrılmıştır. Şehirdeki en dikkat çekici yapılar ise Güneş Tapınağı, İnta Watana ve Üç Camlı Oda’dır. Yaklaşık olarak 200 yapı ve 3000’i aşkın basamaktan oluşan Machu Piccu; 1983 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
2- Çin Seddi
Çin Seddi hemen herkes tarafından merak edilen yapılardan biridir. “Çin Seddi neden yapıldı? Çin Seddi’nin uzunluğu ne kadardır?” gibi sorular da bu muhteşem yapı hakkında en çok merak edilenler aslında. Yapımı 2000 yıldan fazla süren ve inşa edildiği dönemlerde 8.000’den fazla işçinin çalıştığı tahmin edilen Çin Seddi ile ilgili ayrıntılara gelecek olursak; Çin’i kuzeyden gelecek saldırılardan korumak amacı ile yapılan esas yapının inşa edilmesi M.Ö. 221-608 yılları arasındadır. Fakat resmi bitiş tarihi olan 1644 yılına kadar surlar dönem dönem uzatılmış ve doğal afetler neticesinde yıkılan bölgelerinde çeşitli restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Doğal bariyerlerle birlikte uzunluğu 8850 km.ye ulaşan bu yapı; dünya üzerindeki en uzun savunma duvarı duvarıdır.
Çin Seddi; Po Hay Körfezi’nden başlayarak Pekin’in kuzeyine, oradan Huanh-Ho nehrini ikiye bölerek ülkenin güneybatısından Gobi Çölü’ne ve oradan yine güneyden batıya doğru devam etmektedir. Yüksekliği ve genişliği yer yer değişen Çin Seddi’nin yapımı yüzyıllar boyunca sürdüğünden kullanılan malzemeler ve yapım teknikleri de dönemsel olarak değişiklikler göstermektedir. Surların en yüksek noktası Pekin yakınlarındaki Heita Dağı’ndadır. Buranın deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1500 metre’yi bulmaktadır.
Çin Seddi’nin yapımı sırasında insan kemiklerinin de kullanıldığına dair kulaktan kulağa yayılan söylentilerin bir gerçekliği olduğuna inanılmasa da; yapımı sırasında hayatını kaybeden işçilerin duvarların içine gömüldüğü en çok konuşulan iddialar arasındadır. 1987 yılında Dünya Mirasları Listesi’ne dâhil edilen Çin Seddi; her yıl yerli-yabancı milyonlarca turistin akınına uğramaktadır.
3- Christo Redentor Heykeli
Dünyanın 7 harikası içindeki tek heykel olma özelliğine sahip olan Christo Redentor yani başka bir deyişle “Kurtarıcı İsa Heykeli” Brezilya’nın Rio de Janerio şehrinde yer almaktadır. Bu devasal heykel Corcovado Dağı üzerinde yer almakta olup, 8 metre yüksekliğindeki bir kaide üzerine oturtulmuştur.
Kurtarıcı İsa Heykeli’nin yüksekliği 30 metre, ağırlığı ise 635 tondur. 1922 yılında Brezilya’nın 100. kuruluş yıldönümü anısına yapımına başlanan Kurtarıcı İsa Heykeli; Heitor Silva Costa tarafından tasarlanmış ve Paul Landowski adlı Fransız bir heykeltıraş tarafından yapılmıştır. Beton kullanılarak yapılan ve üst katmanında sabun taşı kullanılan bu muhteşem heykel, 12 Ekim 1931 tarihinde düzenlenen resmi bir törenle açılmıştır. Rio de Janerio’nun sembolü haline gelen Christo Redentor heykeli her yıl yaklaşık olarak 1 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
4- Taç Mahal
Babür Şahı Cihan ile sevgili eşi Ercümend Banu Begüm (ya da Şah Cihan’ın tabiri ile Mümtaz Mahal yani “dünyanın kraliçesi”) arasında yaşanan büyük aşkın en anlamlı ifadesidir Tac Mahal. Hindistan’ın kesinlikle görülmesi gereken en görkemli yapısı olan ve görünüm açısından bir camiyi anımsatsa da aslında sevgilinin anısına yapılmış bir türbe olan Tac Mahal; Dünyanın 7 Harikası içinde de en çok oy alan yapıdır. Agra şehrinde yer alan Tac Mahal; aynı zamanda Mümtaz Mahal ve Şah Cihan’ın da ebedi istirahatgâhıdır. Muhteşem mimarisinde İslamî esintiler olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. 1648 yılında yapımına başlanan ve tamamlanması 22 yıl süren türbenin inşası sırasında 20 bin işçinin çalıştığı rivayet edilmektedir.
Geniş bir bahçe alanına ve bahçe kapısından binanın girişine kadar uzanan yansıma havuzuna sahip olan Tac Mahal’in içi de oldukça geniştir aslında. Beyaz mermer, kırmızı kumtaşı, mermer tuğla, değerli ve yarı değerli taş kakmaları ve kireç harç kullanılarak yapılan bu aşk abidesinin en önemli özelliklerinden biri de binanın yapımında yakut, pırlanta, zümrüt, safir, sedef, inci, firuze ve akik gibi değerli taşların süsleme amacı ile kullanılmasıdır.
Mümtaz Mahal’in saflığını, güzelliğini, zarafetini, inceliğini yansıtacak bir eser yaptırmak isteyen ve bunun için dünyanın dört bir yanından ünlü mimarların tasarımlarını tek tek inceleyen Şah Cihan’ın Mimar Sinan’ın öğrencisi İsa Efendi’nin eserini seçtiği ve yapımı sırasında yine Mimar Sinan’ın öğrencilerinden İsmail Efendi’nin yardımına başvurulduğu söylense de; bu tam olarak gerçekliği kanıtlanmış bir bilgi değildir. Şah Cihan’ın büyük aşkı, karısı ve çocuklarının annesi Mümtaz Mahal’in ölümünün ardından yaptırdığı ve bugün dünyanın en görkemli yapıları arasında yer alan Tac Mahal; UNESCO Dünya Mirasları Listesi içindeki en önemli yapılardan biridir.
5- Petra Antik Kenti
Ürdün sınırları içinde yer alan ve kayaların renginden dolayı “rose city” olarak da anılan Petra Antik Kenti, görebileceğiniz en muhteşem tarihi yapılardan biridir. Öyküsü M.Ö. 400’lü yıllara kadar uzanan ve bir zamanlar Nebati Krallığı’na başkentlik yapmış olan bu antik kentte en çok öne çıkan, en muhteşem yapı El-Hazne’dir. Kayaların içine oyulan 39 metre yüksekliğinde ve 25 metre genişliğindeki El-Hazne; büyük sütunların boy gösterdiği girişi ve oymaları ile tam bir görsel şölen yaşatır tarih severlere.
Yaklaşık olarak 100 kilometrekarelik bir alana yayılmış olan Petra Antik Kenti’nde toplam 800’ü aşkın tapınak, sunak, mezar, anıt, amfi tiyatro ve yapı yer almaktadır. Nebatilerin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması ile terkedilmiş, kayıp bir şehir halini alan, göçebe Araplardan başka hiç kimsenin varlığından haberdâr olmadığı Petra Antik Kenti; 1812 yılında İsviçreli kâşif Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilmiştir. O günden itibaren büyüleyici güzelliği ile tüm dünyanın ilgisini çeken yapılar arasında yerini alan Petra Antik Kenti; 6 Aralık 1985 tarihinde UNESCO Dünya Mirasları Listesine eklenerek koruma altına alınmıştır.
6- Kolezyum
Roma’nın merkezinde bulunan Kolezyum bu gün bile dünyanın en büyük amfi tiyatroları arasında yer almaktadır. M.S. 72 yılında İmparator Vespasian tarafından yapımı başlatılan ve 8 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanan Kolezyum; 188 metre uzunluğunda, 156 metre genişliğinde ve 49 metre yüksekliğindedir.
88 kemerli girişe sahip olan bu devasal yapı dönemin en kanlı gladyatör dövüşlerine, vahşi hayvan kavgalarına şahitlik etmiştir. Bununla birlikte birçok kutlamaya, gösteriye ve eğlenceye de ev sahipliği yapan bu antik tiyatro popülaritesini yüzyıllar boyunca korumayı başarmıştır. M.S. 230 yılında restore edilen Kolezyum; bugün her ne kadar yer yer deforme olmuş olsa da Dünyanın 7 harikası arasına girebilmiştir.
7- Chichen Itza
Meksika’daki Yucatan Eyaleti’nde yer alan Chichen Itza; 600-1221 yılları arasında inşa edilmiş tarihi bir şehirdir. İtza Maya Uygarlığı’nın kültürel yapısı, yaşam tarzı, inançların ve mimarisi hakkında pek çok bilgiyi günümüze taşıyan şehrin içinde birçok tapınak ve yaşam alanı yer almaktadır. Bunların arasında en dikkat çekici olan Kulkulkan Piramidi’dir.
Yüksekliği 24 metreyi bulan ve etrafında toplam 91 basamak bulunan bu piramit benzeri yapı “El Castillo” yani “kale” olarak da bilinmektedir. Yucatan Yarımadası’nın dini merkezi olarak kullanılan bu yapı 9 kattan oluşmaktadır ve daha eski bir piramidin üzerine inşa edilmiştir. Chichen Itza Piramidi 2007 yılında seçilen Dünyanın 7 Harikası’ndan biridir.