Ali Şeriati Sözleri, Kitap Alıntıları ve Eserleri
Ali Şeriati sözleri, özellikle sosyolog olmasından dolayı toplumu derinden etkileyen önemli sözlerdir. Bu yazımızda en güzel Ali Şeriati sözlerini sizlerle paylaşacağız.
Ali Şeriati, İranlı bir düşünür ve yazardır. 1933 yılında İran’da doğdu ve 1977 yılında öldü. Şeriati, İslam’ın toplumsal ve siyasi boyutlarına vurgu yapan bir İslamcı düşünür olarak tanınır.
Konu İçeriği
Düşündüren Ali Şeriati Sözleri
İranlı yazar, düşünür, sosyolog Ali Şeriati’nin düşündüren sözleri, adeta günümüze de ışık tutacak sözlerdir. Düşündüren Ali Şeriati sözleri ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
İşte Ali Şeriati sözleri…
“Ben herkesi rahatlatmak için gelmedim, ben rahatları rahatsız etmek için geldim.”
“Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.”
Ali Şeriati Sözleri
“İnsan olmak bir niteliktir. Bu yüzden azalıp çoğalabilir… Kim daha fazla insansa, daha fazla dertlidir.”
“Kendi adına değil, Allah adına! Siyaset adına değil, hakikat adına!”
“Gelin dostlarım, Avrupa’yı terk edelim; bu iğrenç, maymunca Avrupa taklitçiliğine son verelim.”
“Ey Muhammed getirdiğin dini öylesine bozdular ki artık sen bile tanımakta zorlanırsın.”
“Çağdaş dünyamızda artık toprağa, kana, devlete, ırka, bayrağa ve şahıslara tapılıyor.”
“Yalnızlık, asrın en büyük trajedisidir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Eleştirinin olmadığı yerde, putçuluk başlar.”
“Düşmanlık ile tarafsızlık dışında üçüncü bir yol var. o da fikri sorumluluktur. Bu, muhtaç olduğumuz bir şeydir.”
“Müslüman olamıyorsanız Marksist olunuz.”
“Zenci Bilal’in kalbinin fethi; Endülüs kıyılarının fethiyle yan yana düşünülemeyecek kadar büyüktür.”
“Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir.”
“Aşk ferman ettiğinde, imkansız teslimiyet başını öne eğer.”
Ali Şeriati Sözleri
“Düşünme, itaat et diyenlere değil; düşün, sor, sorgula diyenlere kulak ver.”
“Camide olup ayakkabılarımı düşünmektense, yolda yürüyüp Allah’ı düşünmeyi tercih ederim.”
“Şimdiki köleler taksitle yaşayıp borçlu ölüyor.”
“Sonradan ilahi adalet diye adaleti göklere çıkardılar ki, yeryüzünde ondan söz edilmesin.”
“Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette hiçbir söze inanmayın.”
“Müslümanın tevhidi, filozof’un tevhidi, sufi’nin tevhidi ve kelamcının tevhidi yoktur. İbrahim’in tevhidi vardır ve bir de onu gerçekleştirmeyenlerin yolu.”
Ali Şeriati Sözleri
“Tribünden gelen sesler süren savaşlardaki mazlumun sesini kısıyorsa futbol afyondur!”
“Dindar bir toplumu ancak din adına, din alimleri kandırabilirdi ve öyle de oldu.”
Ali Şeriati Sözleri
“Ahirette daha iyi bir lokma geçmesi için bu dünyada elindeki lokmayı at!”
“Toplum değişiyor, insanlar değişiyor, dünya değişiyor. Kalıplaşmış düşünceler değişmiyor.”
“Toplum, adalet esasına dayanmıyorsa, hasta, sapmış ve geçici bir toplumdur. Yok, olmaya mahkûmdur.”
Ali Şeriati Sözleri
“Sabahları dua edip akşama kadar bir vahşi gibi yaşayanlar, duanın etkilerini kendilerinde hiçbir zaman bulamazlar.”
“Yanlış yolda gitmiş olan biri, doğru yol yürürse, doğru yolu doğru yolda yanlış yürüyenden daha tez bulabilir.”
“Tarih boyunca her zaman din ile din çarpışmıştır, yoksa hiçbir zaman bugün anladığımız anlamıyla din ile dinsizlik savaşı görülmemiştir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Unutmamalı ki, İnsan kalabalıkta esir olur, Yalnızlıkta özgürlüğü bulur.”
“Senin dinin, sadece seni kurtaran bir dindir. Ben ise insanlığı kurtaracak ve uğrunda feda olacağım dinin peşindeyim.”
Uzun Ali Şeriati Sözleri
Ali Şeriati’yi anlamak için bazen bir sözünü birkaç defa okumak gerekir. Ancak O, bilge ve toplumu iyi tanıyan biridir. Uzun ve etkileyici Ali Şeriati sözlerini okuyarak düşünürün derinliklerini ve topluma dair düşüncelerini daha iyi anlayabilirsiniz.
“Tüketicilik, insanın sürekli olarak kendi ömründen harcadığı taksitli bir hayat. Geçmişteki tüketimi karşılamak için daima geleceği satmak. Mademki satın alma gücüm yok, mademki zorunlu olarak bazı şeylere muhtaç kılındım ve mademki param yoktur, öyleyse ömrümün kalan yıllarını satayım. İşte modern kölelik ve işte kölelerin özgürlüğü.”
“Bir Müslüman görürüz; sesini çıkarmaz, olup biteni dinlemez, hiçbir şey umurunda değildir; ama kendi düzeni ve tezgahı en küçük bir darbeye uğrasa feryadı arşa yükselir. Her gün yaşanmakta olan facialar onda, bir gazete haberi kadar bile merak uyandırmaz. ‘Allahım kereminle bizi…’ diye dua etmesinin ne etkisi olur? Bizi ne demektir?”
Ali Şeriati Sözleri
“Kadın insani bir ülküye kavuştuğunda ve bedeni dışında daha kutsal, daha değerli ve daha yüce manevi ve insani ülkü, bilinç, sorumluluk, ilim ve değerlere sahip olunca; bunlar onun var olduğunu ispat ederler. dolayısıyla artık onu tesettüre zorlamaya, onu baskı altında tutmaya, ona küfretmeye, her zaman cehennem, cennet, melek, azap vs. ile kokutmana gerek kalmaz. aksine onun kendisi, artık tabii bir şekilde (onun fıtri ve psikolojik tepkisi budur) böyle bir şeyi şanına yakıştırmaz. zira bedenden daha üstün olan fikir güzelliği kazanmıştır. düşünce güzelliğine sahip olan bir kimse, daha bedenin güzelliğini açığa çıkarır mı?”
“İslam, toplum, tarih ve bireyin kaderinin kaynağı, ana sebebi ve doğrudan sorumlusu olarak Nietszche’nin deyimiyle seçkinleri değil, Eflatun’un deyimiyle Aristokratları, Carlyle ve Emerson’un deyimiyle büyük şahsiyetleri ve faşistleri değil, Alexis Carrel’in deyişiyle ne temiz kanlıları, ne ruhanileri, ne entelektüelleri, ne âlimleri, doğrudan halkın kendisini kabul eder.”
Ali Şeriati Sözleri
“Eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır ve afyondur. Bunlar olmadan kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, kesilen kurban, ihya edilen kandil geceleri, ziyaret edilen türbeler vesaire Ebu Cehil ‘in hacılara su verip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur.”
“Eğer sosyalizmin inşa ettiği, sınıfsal tabakalaşmanın olmadığı bir toplumda, kapitalizmin sınıfsal yapısı yıkılıp bunun yerine dünyanın çirkefliğini ve burjuva ahlakını işçi sınıfına ve köylülere de yayarak, burjuva sınıfı yerine bir anti burjuva toplumu keyfine ve şehvetine düşkün bir toplum- inşa edilecekse; o zaman mevcut sınıfsal sisteme uyulsun, daha iyi.”
Ali Şeriati Sözleri
“Beyefendi, ben herkesi rahatlatmak için gelmedim, ben rahatları rahatsız etmeye geldim. Ben esrar ve eroin miyim ki herkesi rahatlatayım? Ben yazılı cevapları olanlardan değilim. Eğer birisi gerçekten bir hizmet yapmak istiyorsa, rahat insanları rahatsız etmeli, suskunları konuşur, uysalları hareketli hale getirmeli., donuk insanlar arasında karşıtlık ve mücadele çıkarmalıdır. Vallahi bu insanların arasında şüphe yaratmak, kesin bilgi meydana getirmekten bin kat daha büyük hizmettir. Çünkü bu şekilde fertlere telkin ve şırınga edilen o kesinlik, uyuşturucu maddedir. Böyle bir kesinliğin değeri yoktur. Ancak şüphe, kalp titremesi, sarsılma, ıstırap ve dertten sonra meydana gelen şeyin değeri vardır.”
“Her yerde olan fakirlik açlık ya da açıklık değildir. Fakirlik para ve altına sahip olamama da değildir. Fakirlik, sahafta satılmamış bir kitabın üzerindeki tozdur. Fakirlik, kâğıt imha makinesinde, gazete parçalayan bir bıçaktır. Fakirlik, arabanın camından dışarıya atılmış muz kabuğudur. Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, fakirlik “düşünmeden” geçirilen bir gecedir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Benim inandığım din, fakirliği teşvik eden din değil, fakirliği küfre götürme ihtimali olan bir durum olarak kabul eden bir dindir. Hz. Peygamber, Hz Ali’nin en büyük öğrencisi Ebuzer şöyle demektedir: “evin bir kapısında fakirlik girdi mi, diğer kapısında çıkan din olur!”
“Allah’ım! Bana ölüm anında, yaşamak için geçip giden anın ürünsüzlüğüne hayıflanmayacağım bir hayat ve boşunalığının yasını tutmayacağım bir ölüm ihsan et. Bırak, izin ver onu ben, kendim seçeyim; ama sen nasıl razı olacaksan öyle.”
“Her toplumda, her dönemde ve her kesimde mevcut bulunan yönetim biçimi mevcut bulunan dine karşı duruşu şöyle olmuştur: İnsanoğlunun fıtratında var olan halkın dini inançlarını ve duygularını istismar ederek mevcut durumu meşrulaştırmak ve kitabına uydurmak.”
“Bence adalet arayan, özgürlükçü ve mazlum halk kitlelerinin kurtuluşunun peşinde olan düşünürlerin, on dokuzuncu yüzyılda materyalizme ve din karşıtı mücadeleye sürüklenmelerinin sebebi, bilimsel araştırmalar da değildi. (çünkü modern bilim araştırmacıları, materyalizme inanmamaktadırlar.) Tersine Kilise ve egemen sınıfın siyasal ve ekonomik yönlerinden birini oluşturan din yetkililerinin halk karşıtı yönlendirme ve uyuşturma rolü; halkı sömürme, istismar etme, ezme, durgunlaştırma ve parçalamayı koruma ve yönlendirme için egemen sınıfın mümessiliydi. Her halükarda materyalizm, özel felsefi bir okulun teorik bir inancıdır. Hâlbuki sosyalizm, bir insani ideal, bir hayati zarurettir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Yaşamak zalimlik, zulme boyun eğmek, bencillik, aristokratlık, yığıcılık, zorbalık ve lüks düşkünlüğüdür. Toplumsal ve insani ilişki ise vurmak ve yemek, emmek ve emilmektir. İnsanlık felsefesi de olabildiğince lezzet, olabildiğince servet, olabildiğince şehvet ve olabildiğince güçlenmektir. Her şey döner dolaşır, kendine tapınmaya geri gelir; her şeyin ve herkesin ego için, aşağılık kaba ve haris ego için kurban edilmesine çıkar bütün yollar.”
Ali Şeriati Sözleri
“Genellikle düşünmek, çabalamak, cihat etmek, mücadeleye katlanmak, zorluklara ve güçlüklere göğüs germek, bireysel ve toplumsal hayatın sorumluluğunu üstlenmek yerine dua edilebileceğini zannetmekteyiz. Bundan dolayı kelimenin yaygın anlamıyla dua, dua eden bireyin çalışarak, çaba göstererek, eziyet ve sıkıntı çekerek elde etmesi gereken şeyleri tembelliği ve acizliği yüzünden Tanrı’dan dilemesi haline gelmiştir.”
“Ütopya, herkesin zihninde beslediği, gönlünde arzuladığı, insan toplumunun o şekilde biçimlenmesinin telaşında olduğu ideal bir toplumdur. Bütün felsefeler, dinler ve insanlar, zihinlerinde mutlaka bir ütopya taşırlar. Cennet, bir dinin zihninde Medine-i fazıladır. Eflatun’un ütopyası, çağının aristokrat ve düşünür Yunanları için Medine-i fazıladır.”
Ali Şeriati Sözleri
“Şuursuz insan; sorumluluk duymaz, mesuttur. Ama şuuru üst düzeye çıktığı ölçüde çocuğuna, ailesine, şehrine, memleketine, bir bölgeye, üçüncü dünyaya sömürüye uğramış dünyaya karşı; insan cinsine karşı sorumluluk hissi duyar.”
Ali Şeriati Sözleri
“Gelenek adına dayatılan, eskilerden tevarüs eden kültürün İslam ile bir ilgisi yoktur, bunlar ataerkil toplum yapısının kalıntılarıdır. Hatta kölelik döneminden kalma geleneklerdir. Bugün Batı’dan gelenler de ne bilimdir ne insaniyettir ne özgürlüktür ne de kadına saygı temeli üzerine kurulmuştur. Aksine bunlar, burjuvazinin uyuşturucu ve yozlaştırıcı aşağılık güçlerinin rezil hileleridir.”
“Kadın, din adına, gelenek adına ve Fatıma’ya benzemek adına perdenin arkasına itilerek hayattan soyutlanmıştır. Bu bahanelerin hepsine de kılıf uydurulmuştur. İffet adına, namus adına ve Kadın çocuklarının eğitiminden sorumludur. bahanelerine sığınılarak yapılmıştır bütün bunlar. Anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Geri kalmış, yeteneksiz, bir tahtası eksik olan; okuma, eğitim, öğretim, tefekkür, kültür, medeniyet ve toplumsal terbiyeden yoksun olan bir kişi; nasıl olur da yarının nesillerini eğitmeye layık olabilir?”
Ali Şeriati Sözleri
“Modern felsefe ve sanattaki boşunalık ve absürtlük, absürt tiyatro, absürt felsefe ve dünya görüşü” absürt bir hayatın boş ve anlamsız insanından” kaynaklanmaktadır. Çünkü sosyal hayatın içinde, yaşamak adına hiçbir uğraşısı, yükümlülüğü, işi, emeği, sıkıntısı ve sorumluluğu olmayan insanın hayatı da boş ve tekdüzedir.”
“İnsan, hayatı boyunca kazandıkları ölçüsünde değil, aksine kendisinde hissettiği ihtiyaçlar ölçüsünde insandır. Her insanın yücelik ve olgunluk seviyesini, duyduğu ihtiyaçların yücelik ve olgunluk derecesiyle, kendinde duyduğu eksikliklerle tamı tamına ölçmek mümkündür.”
Ali Şeriati Sözleri
“İnsan, hayatı boyunca kazandıkları ölçüsünde değil, aksine kendisinde hissettiği ihtiyaçlar ölçüsünde insandır. Her insanın yücelik ve olgunluk seviyesini, duyduğu ihtiyaçların yücelik ve olgunluk derecesiyle, kendinde duyduğu eksikliklerle tamı tamına ölçmek mümkündür.”
“İslam’da dua, çalışmanın ve sorumluluğun yanında değil, aksine sorumluluğunun yerinde getirilmesinden sonra, sıkıntı çekme, çabalama, cihat etme ve sabır göstermenin devamında yer alır.”
Ali Şeriati Sözleri
“Yarının düşünceleri, yarının edebiyatı ve yarınımızın aydınlarının görüşleri artık dinden uzak durmayacaktır. Din kabristandan şehre gelmiştir. Temiz türbelerin çevresinden ayrılıp hayatın içine, çarşının dibinden çıkıp üniversitenin kalbine girmiştir. Din, bir yararı bulunmayan alışılmış şiirler, sloganlar, dualar, senalar, figanlar ve tekrarın tekrarı belirsiz zikirler dizgesi olmaktan kurtulup, coşkun, harekete geçirici, yapıcı ve bilinçlendirici bir iman olmuştur.”
“Vurdumduymazlık, hurafeler, cehalet, meskenet, zillet, şirk, zihinlerin kokuşması, şuur felci, ruh hastalıkları, kişilere tapma, zulmün ve fitnenin yaygınlığı canına tak mı dedi; bunlardan kurtulmak mı istiyorsun? Öyleyse, durma git ve Muhammed’in, Ali’nin ve Fatıma’nın kapısını çal; onlar sana kurtuluş yolunu göstereceklerdir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Toplumu tanımalısın. Dinini kavramış olmalısın, inançlarını bilmiş, tanımış olmalısın; ondan sonra mücadeleni başlatmalısın. Fakat şimdi sen öyle şeylere dayanıyorsun ki, o, kendi dininde onun zıddını görüyor ve senin perişan, duygularının karışık olduğunu anlıyor.”
Ali Şeriati Sözleri
“Tasavvufa bir bakınız! Allah’a âşıkane tapınmada özgür bir coşkuydu önceleri. Tek renklilik, riyasızlık, her türlü düzene, geleneğe, bağa, görünüşü ön plana çıkarmaya ve taassuba karşı bir başkaldırıydı. Sonra, bu aynı şeyler, yönetsel bir örgüt, yasal, resmi bir yapı olur. Sonra kurumlaşır ve tekke olur. Üniforma, özel bir nişan, belirlenmiş duruş ve tavırlar, şeyh, mürit, kutup, halife, başkan, genel müdür, binlerce ıvır zıvır! Yani hiç! Karmaşık, ruhsuz, hararetsiz ve hareketsiz büyük bir gövde!”
Ali Şeriati Sözleri
Ali Şeriati Kitap Alıntıları
Ali Şeriati sözleri ve kitap alıntıları bölümüne yer verdiğimiz yazımızın bu bölümünde, ufkunuzu açacak en güzel kısa sözleri bulacaksınız.
“Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et!” (Ali Şeriati – Dua) – Ali Şeriati Sözleri
“Dün komşumuz açlıktan öldü, bugün cenazesinde kurban kestiler.” (Ali Şeriati – İnsanın Dört Zindanı)
“İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık kötü arkadaştan iyidir.” (Ali Şeriati – Ebuzer) – Ali Şeriati Sözleri
“Derler ki “Kadın evde oturup çocuk terbiye etmelidir.” İlim ve marifetten habersiz bir insan evlat terbiye edebilir mi?” (Ali Şeriati – Kadın (Fatıma Fatımadır) – Ali Şeriati Sözleri
“Halk her zaman kahraman ve yalnız babanın yanında bu küçük, zayıf kızı görür. Çocuğun babasına nasıl baktığına, okşamalarıyla, sözleriyle, varlığıyla, masumane davranış ve konuşmalarıyla onun için nasıl bir teselli kaynağı olduğuna şahitlik ederler. Böylece Fatıma’ya ‘babasının annesi’ lakabı verilir. (Ali Şeriati – Kadın (Fatıma Fatımadır)
“Şirk de tanrısızlık demek değildir. Müşriklerin bizden daha çok tanrısı vardır. Müşrik, Tanrı’ya inanmayan Tanrı’ya tapmayan kimse demek değildir. Bildiğimiz gibi İsa, Musa, İbrahim peygamberlerin karşısında tanrısızlar değil müşrikler vardır. Müşrikler kimlerdir? Onların Tanrı inancı yok değildir. Yalnız şu var ki, tanrılarının sayısı fazladır.” (Ali Şeriati – Dine Karşı Din) – Ali Şeriati Sözleri
“Kim daha fazla insan ise , daha fazla dertli olur. ” (Ali Şeriati – İnsanın Dört Zindanı)
“Aşk, sevgilide kendi içinin çektiği güzellikleri yaratır. Oysa sevmek, arzuladığı güzellikleri sevgilide görür ve bulur.” (Ali Şeriati – Kavramlar Sözlüğü) – Ali Şeriati Sözleri
“Bugün dinin yokluğu veya dinsizlik anlamında kullandığımız küfr, küfre verilen oldukça yeni bir anlamdır. Son üç asırda ve herhalde Ortaçağ’dan sonra ortaya çıkmıştır. Batı’nın bir düşünce ürünü olarak Doğu’ya giren bu yeni anlam içeriği nedeniyle küfr, insanın Tanrı’ya doğa-ötesine ve ahirete inanmaması anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Oysa İslam’da, Antik uygarlık döneminde,tarih boyunca ve her din çevresinde küfreden söz edildiğinde dinsizlik kastedilmiyordu. Niçin çünkü bu anlamda dinsizlik yoktu ve küfrün kendisi de ayrı bir din idi bir din diğer bir dine küfür demekteydi. Onun küfür dediği dinde bir başka dine küfr diyebiliyordu. Şu halde küfr dinsizlik değil başka bir din anlamındadır.” (Ali Şeriati – Dine Karşı Din) – Ali Şeriati Sözleri
Ali Şeriati – İslam Bilimi Kitabı Alıntıları
“Bir inanç geometrik şekil kazandığında, kendisinin en iyi anlatımını ya da anlatım dilini bulmuş olur.”
“Bir geometrik şekil içerisinde anlatılıp betimlenebilen her inanç, mantıklı ve doğru olduğunu kanıtlamış olur. Çünkü dünyadaki en kesin bilimsel kavramlar, matematiksel kavramlardır.”
Ali Şeriati Sözleri
“Felsefi ya da dini inançlarımızı geometri ya da matematik diliyle anlatabilirsek, hem kendi inancımızı anlatmada en iyi dili bulmuş, hem de inancımızın akli, bilimsel ve mantıklı olduğuna ilişkin en iyi dayanağı elde etmiş oluruz.”
“Tartışmayı, cedelleşmeyi, asılsız kanıtlar ileri sürmeyi, zihin yormayı, benzetmelere girişmeyi -ki bunlar kanıtlama ve mantık bakımından güçsüzlüğün dilidir- gerektiren felsefe ve dinlerin tersine bunların yerine bu düşünsel, felsefi ya da dini, hatta edebi ve sanatsal öğreti için anlatım dili olarak matematikten yararlanılabilirse, o zaman bir öğreti hem anlatım bakımından başarılı, hem mantıksal kanıtlama ve mantıklı olma açısından başarılı olacaktır. Böylelikle o öğreti, bilimsel temellerinin bulunduğunu gösterir. Ayrıca; Bir öğretinin anlatıldığı geometrik şekil, kendisinin doğal bir şekil olup olmadığını, normal ya da anormal bir şey olduğunu, uyumlu ve sağlıklı ya da birbirine girmiş uyumsuz bir yapıda olduğunu gösterir. Bir öğretinin bu geometrik yapısından, o öğretinin doğallık ve sağlık ölçüsü belirlenebilir.”
Ali Şeriati Sözleri
“Kimdir senin İsmail’in? Kendin bileceksin. Sevdiklerin olabilir, işin, rütben, mevkiin vs. olabilir. Eğer Allah’a yakın olmak istiyorsan, kendi İsmail’ini bulacak, onun yerine kurban keseceksin. Yoksa yalnızca adet olsun diye koyun kurban etmek kasaplıktır.”
“Ben herkesi rahatlatmak için gelmedim. Ben rahatları rahatsız etmek için geldim. Ben esrar ve eroin miyim ki herkesi rahatlatayım. Ben yazılı cevapları olanlardan değilim. Eğer birisi gerçekten bir hizmet yapmak istiyorsa, rahat insanları rahatsız etmeli, suskunları konuşur, uysalları hareketli hale getirmeli, donuk insanlar arasında mücadele çıkarmalıdır.”
Ali Şeriati Sözleri
Ali Şeriati Kitapları
Ali Şeriati, yaşamı boyunca birçok kitaba imza atmış ve kitapları ile devlet otoritelerini ve toplumun dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştır. Ali Şeriati kitapları, okunması ağır olsa da felsefe ve sosyoloji okuyan biri kolaylıkla anlayabilir.
İşte Ali Şeriati kitapları…
Dine Karşı Din 1972, Tahran
“Dine Karşı Din,” Ali Şeriati’nin 1972 yılında yayımlanan önemli bir eseridir. Bu kitap, Şeriati’nin İslam’ı yorumlama ve İslam’ın toplumsal ve siyasi yönlerini anlama çabalarının bir ürünüdür. Kitap, İslam’ın geleneksel dini kurallarına ve ritüellerine karşı, İslam’ı toplumsal adalet ve eşitlik gibi daha geniş bir perspektiften ele almaktadır.
Şeriati, “Dine Karşı Din”de İslam’ın özgürlükçü ve direnişçi ruhunu vurgular. Kitapta, İslam’ın nasıl bir toplumsal değişim aracı olarak kullanılabileceği ve İslam’ın bireysel ve toplumsal özgürlüklere nasıl katkı sağlayabileceği ele alınır. Ayrıca, kitapta İslam’ın mazlumların haklarını savunma ve adaleti sağlama potansiyeli üzerinde durulur.
“Dine Karşı Din,” Ali Şeriati’nin İslam’ın dini boyutunu sorgulayan ve İslam’ı toplumsal dönüşüm için bir araç olarak gören düşüncelerini derinlemesine ele aldığı bir eserdir. Kitap, İslam dünyasında büyük etki yaratmış ve birçok kişi tarafından okunmuş ve tartışılmıştır.
İnsanın Dört Zindanı
“İnsanın Dört Zindanı,” Ali Şeriati’nin düşünsel eserlerinden biridir ve İslam’ın insan hayatına ve ruhuna etkisini ele alır. Bu eserde Şeriati, insanın iç dünyasını dört farklı zindan olarak tasvir eder.
- İlk Zindan: Cehalet (Cahiliye) İnsanın ilk zindanı, cehaletin zindanıdır. İnsanlar bilgisizlikleri nedeniyle gerçekleri görmekte zorlanır ve bu cehalet onları karanlık bir zindana hapseder. Şeriati’ye göre, insanlar bu cehaletten kurtulmalı ve bilgi edinerek aydınlanmalıdır.
- İkinci Zindan: Dünyevi Tutkular (Şehvet) İkinci zindan, dünyevi arzuların ve şehvetin zindanıdır. Şeriati, insanların maddi dünyanın cazibesine kapılarak ahlaki değerleri ve maneviyatı unuttuklarını ve bu nedenle bu tutkuların bir zindan oluşturduğunu belirtir. İnsanlar, nefislerini kontrol etmeli ve dünya tutkularının esiri olmaktan kurtulmalıdır.
- Üçüncü Zindan: Şirk (Ortak koşmak) Üçüncü zindan, Allah’a ortak koşma veya şirk olarak adlandırılır. Şeriati’ye göre, insanlar bazen maddi şeylere, güce veya başkalarına Allah’ın yerini vermeye başlarlar. Bu, insanların ruhsal açıdan kaybolmasına neden olur. Şeriati, tevhidi (Allah’ın birliğini) vurgulayarak insanları bu zindandan kurtarmaya çağırır.
- Dördüncü Zindan: Zulüm (Adil Olmama) Dördüncü zindan, zulüm ve adaletsizlik zindanıdır. Şeriati, insanların birbirlerine zulmetmeleri ve adaletsizlik yapmaları durumunda ruhsal olarak hapsedildiklerini söyler. Adalet, insanların özgürleşmesi için önemli bir unsurdur ve Şeriati, insanların adil olmaları gerektiğini vurgular.
“İnsanın Dört Zindanı,” Ali Şeriati’nin İslam düşüncesini insanın iç dünyası ve ruhsal gelişimi üzerinden ele alan önemli bir eserdir. Bu dört zindanı aşarak, insanların daha bilinçli, ahlaki ve manevi bir hayat sürmeleri amaçlanmıştır.
Bir Kez Daha Ebu Zer
“Bir Kez Daha Ebu Zer,” Ali Şeriati’nin yazdığı bir kitaptır. Bu kitap, Ebu Zer el-Gıfari’nin hayatını ve düşüncelerini ele alır. İşte “Bir Kez Daha Ebu Zer” kitabının özeti:
Kitap, Ebu Zer el-Gıfari’nin hayat hikayesini ve İslam’ın ilk yıllarında yaşanan olayları anlatarak başlar. Ebu Zer, İslam’ın ilk dönemlerinde Hz. Muhammed’in yakın arkadaşlarından biriydi ve İslam’ı kabul ettiğinde sosyal adalet ve eşitlik gibi değerlere büyük önem veriyordu.
Ebu Zer’in hayatı boyunca dürüstlük, sadakat ve yoksulların haklarına saygı gibi erdemlere bağlı kalışı vurgulanır. O, zenginlerin ve haksızlıkların karşısında durarak İslam’ın temel prensiplerini savunur.
Kitap, Ebu Zer’in Hz. Ali ile olan yakın ilişkisine de odaklanır ve onun, İslam’ın sosyal adalet ve eşitlik ideallerini yayma çabalarını anlatır.
Ali Şeriati, “Bir Kez Daha Ebu Zer” kitabında, Ebu Zer’in hayatını ve onun İslam’ın sosyal ve manevi ilkelerine olan bağlılığını vurgulayarak, İslam’ın insanların adalet, eşitlik ve dürüstlük gibi değerlere olan bağlılığını anlatır. Kitap, İslam’ın bu temel değerlerini anlamak ve yaşamak için Ebu Zer gibi örnek kişiliklere dikkat çekmeyi amaçlar.
Medeniyet ve Modernizm
“Medeniyet ve Modernizm,” Ali Şeriati’nin İslam düşüncesi ve modernizm arasındaki ilişkiyi incelediği önemli bir eseridir. Bu kitap, İslam’ın modern dünyada nasıl bir rol oynayabileceğini ve modernizmle nasıl bir ilişki kurduğunu anlamaya çalışır. İşte “Medeniyet ve Modernizm” kitabının ana konularından bazıları:
- Modernizmin Anlamı ve Kökenleri: Şeriati, modernizmi ve modern düşünceyi tanımlar ve modernizmin kökenlerini inceler. Modernizmin Batı merkezli bir fenomen olduğunu ve Batı dünyasının bilimsel ve teknolojik gelişmelerle tanımlandığını belirtir.
- İslam ve Modernizm: Kitap, İslam’ın modernizmle nasıl bir ilişki içinde olduğunu ele alır. Şeriati, İslam’ın modernizmi reddetmediğini, ancak İslam’ın değerlerini modern dünyanın gereksinimleriyle nasıl birleştirebileceğimizi tartışır.
- Medeniyet Kavramı: Ali Şeriati, medeniyet kavramını ele alır ve medeniyetin sadece teknolojik gelişmelere değil, aynı zamanda insanın manevi ve ahlaki gelişimine de odaklanması gerektiğini savunur.
- İslam’ın Toplumsal ve Kültürel Rolü: Kitap, İslam’ın toplumsal ve kültürel dönüşümde nasıl bir rol oynayabileceğini ve İslam’ın insanları modern dünyada nasıl rehberlik edebileceğini inceler.
- Modernizm ve Değerler: Ali Şeriati, modernizmin getirdiği bazı değerlerin insanın manevi dünyasını ihmal ettiğini savunur. Bu bağlamda, modernizmin bazı eksikliklerini eleştirir ve insanların manevi değerlerini koruma ihtiyacını vurgular.
“Medeniyet ve Modernizm,” Ali Şeriati’nin İslam’ın modern dünyadaki rolünü ve modernizmle nasıl ilişkilendirilebileceğini düşündüğü bir eserdir. Kitap, İslam’ın ve modernizmin insanların hem maddi hem de manevi ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir denge bulma çabalarını ele alır.
Muhammed Kimdir?
Ali Şeriati’nin “Muhammed Kimdir?” adlı kitabı, İslam peygamberi Muhammed’in hayatını ve düşüncelerini inceleyen bir eserdir. Kitap, Muhammed’in İslam’ın temel ilkelerini nasıl yaşadığını ve ilettiğini anlamak için onun hayatına ve öğretilerine odaklanır. İşte “Muhammed Kimdir?” kitabının ana konularından bazıları:
- Hz. Muhammed’in (s.a.v) Hayatı: Şeriati, Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğumundan itibaren hayatını ve onun gençlik dönemlerini ele alır. Muhammed’in ailesi, çocukluğu ve gençlik yılları hakkında bilgiler sunar.
- İslam’ın İlk Yılları: Kitap, İslam’ın başlangıç dönemlerini ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) peygamberlik görevine nasıl başladığını anlatır. Muhammed’in ilk vahiylerini aldığı deneyimleri ve bu dönemdeki zorlukları ele alır.
- İslam’ın Temel İlkeleri: Ali Şeriati, Hz. Muhammed’in (s.a.v) İslam’ın temel ilkelerini nasıl yaşadığını ve uyguladığını vurgular. Adalet, insan hakları, eşitlik ve insanların toplumsal sorumlulukları gibi temel İslam prensiplerini Hz. Muhammed’in (s.a.v) yaşamında nasıl gördüğünü açıklar.
- Hz. Muhammed’in Toplumsal Rolü: Kitap, Hz. Muhammed’in (s.a.v) toplumsal ve siyasi rolünü ele alır. Onun liderlik yetenekleri, Medine dönemi ve İslam toplumunun oluşum süreci hakkında bilgi sunar.
- İnsanlığa Katkıları: Ali Şeriati, Hz. Muhammed’in (s.a.v) insanlığa nasıl bir katkı sağladığını ve onun evrensel mesajını vurgular. Onun adalet, hoşgörü ve insan haklarına olan vurgusu üzerinde durur.
“Muhammed Kimdir?” kitabı, Ali Şeriati’nin Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatını ve öğretilerini İslam’ın temel ilkeleriyle birleştirerek anlamaya çalıştığı önemli bir eserdir. Kitap,Hz. Muhammed’i (s.a.v) bir örnek lider olarak sunar ve İslam’ın evrensel mesajını anlatır.
Ali Şeriati Kimdir?
Ali Şeriati (1933-1977), İranlı bir İslam düşünürü, yazar ve siyasi aktivisttir. Şeriati, İslam’ın toplumsal ve siyasi boyutlarına vurgu yaparak İslamcı düşünceye önemli katkılarda bulunmuştur. İşte Ali Şeriati hakkında daha fazla bilgi:
- Hayatı ve Eğitimi: Ali Şeriati, 1933 yılında İran’ın Mashhad şehrinde doğdu. Tahran Üniversitesi’nde sosyoloji ve psikoloji eğitimi aldıktan sonra, Fransa’nın Paris Üniversitesi’nde eğitimine devam etti ve doktorasını tamamladı.
- İslamcı Düşünce ve Aktivizm: Ali Şeriati, İslam’ın toplumsal adalet, eşitlik ve insan hakları gibi değerlere vurgu yapılması gerektiğine inanıyordu. İslam’ı sadece bir din olarak değil, aynı zamanda bir toplum düzeni olarak ele alıyordu. Bu nedenle, İslamcı düşünceye ve İslam’ın toplumsal dönüşümde oynayabileceği rolü vurgulayan eserler yazdı.
- Eserleri: Ali Şeriati’nin en ünlü eserleri arasında “İnsanın Dört Zindanı,” “Dine Karşı Din,” “Medeniyet ve Modernizm,” ve “Muhammed Kimdir?” gibi kitaplar bulunmaktadır. Bu eserlerde, İslam’ın insanların manevi ve toplumsal ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini ve İslam’ın evrensel mesajını vurgulamaktadır.
- Siyasi Etkisi: Ali Şeriati, İran’da İslam Devrimi’nden önce ve sonra büyük bir etki yaratmıştır. İran İslam Devrimi’nin öncü düşünürlerinden biri olarak kabul edilir ve İslamcı hareketin büyümesine katkıda bulunmuştur.
- Ölümü: Ali Şeriati, 1977 yılında Suudi Arabistan’da hac ibadeti sırasında hayatını kaybetti. Ölümü, İslam dünyasında büyük bir üzüntüye neden oldu ve onun eserleri hala birçok kişi tarafından okunmakta ve tartışılmaktadır.
Ali Şeriati, İslam düşüncesine önemli katkılarda bulunan bir düşünürdü ve İslam’ı toplumsal adalet, eşitlik ve insan hakları gibi evrensel değerlerle bağdaştırmaya çalıştı. Onun fikirleri, hala İslam dünyasında ve dünya çapında tartışılan ve etkisi hissedilen önemli bir konumdadır.
SSS
Ali Şeriati'nin en ünlü eserleri nelerdir?
Ali Şeriati’nin en bilinen eserleri arasında “İnsanın Dört Zindanı,” “Dine Karşı Din,” “Medeniyet ve Modernizm,” ve “Muhammed Kimdir?” gibi kitaplar bulunmaktadır.
Ali Şeriati'nin düşünce tarzı nasıldır?
Ali Şeriati, İslam’ı sadece bir din olarak değil, aynı zamanda bir toplum düzeni olarak ele alır. İslam’ın toplumsal adalet, eşitlik ve insan hakları gibi değerlere vurgu yapılması gerektiğine inanır.
Ali Şeriati İslam Devrimi'ne nasıl etki etti?
Ali Şeriati, İran İslam Devrimi’nden önce ve sonra büyük bir etki yaratmıştır. İslamcı hareketin büyümesine katkıda bulunmuş ve devrimin öncü düşünürlerinden biri olarak kabul edilir.